bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop
Ben Taktım Sıra Kılıçdaroğlu Ve Bahçeli'de
Yazarlar // 12 Ağustos 2014 Salı 00:00

İsmail BAŞARAN

Uzun zamandır ayrı olduğum Samsun’a geri dönünce uğradığım yerlerden bir tanesi de AK Parti İl Başkanlığı’ydı.

Basın sorumlusu Yalçın Karataş ile biraz sohbet ettikten sonra İl Başkan Yardımcısı Tanıtım ve Medya Başkanı İsmail Şen de katıldı bize.

Yalçın saç tıraşımdan bahsetti ve “Abi şapkan yok mu başına güneş geçen” deyince bir anda Erdoğan’lı bir şapkayı başımda buluverdim.

“Ben herhangi bir siyasi partinin şapkasını başıma takamam, güneş de geçse farketmez, çünkü gazeteciyim, taraf olamam” dedim.

Fotoğraflar çekildikten sonra çıkardım.

Seçim sonuçları üzerine biraz sohbet ettik ve oradan ayrıldım.

Sonra “Ne yazmalıyım” diye düşündüm.

Öyle ya, Türkiye bir seçimden çıktı ve yeni Cumhurbaşkanını seçti.

Düne kadar Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu.

Seçimden birkaç gün önce “Türk’üm” diyen Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı mı oldu?

Her neyse şimdi politikayı muhalefet partileri tarafından yapalım.

Kılıçdaroğlu da Bahçeli de ortaya çıkıp “Başarılı olduklarını” rakamlara dayanarak anlatmaya çalışacaklar.

Nafile nefes tüketmeyin beyler.

Siz ikiniz de artık siyasi mevtasınız.

Bu vatandaş sizleri sevmedi işte.

Partiliniz de sevmedi partilerinizden olmayanlar da.

Ben taktım şapkayı, sizler de artık direnmeyin de takın.

Korkmayın bu şapka takmak “Biat etmek” anlamı taşımaz.

Korkmadığınızın göstergesidir.

 

AK PARTİ İÇİNDE YARIŞ VARDI

Seçim sonuçları açıklanınca AK Parti içindeki yarışın boyutları da ortaya çıktı.

Recep Tayyip Erdoğan en fazla oyu hangi ilçede almıştı?

Asarcık ve Ayvacık başta geliyordu.

Nasıl olurdu değil mi?

Asarcık’ta belediye başkanlığı seçimini MHP kazanmıştı ya.

Evet, MHP kalesinde vurulmuş oldu böylece.

Burası gerçekten MHP’nin kalesi miydi, yoksa yerel yönetim seçimlerinde aday yeterli performansı mı gösterememişti?

Olan olmuştu.

AK Parti burada zevahiri kurtarırken Ayvacık ilçesinde ise Galip Öztürk faktörü sandıklara yansıdı.

Merkezde Canik ve İlkadım Atakum ile Tekkeköy’ü geride bıraktı.

Atakum’da fifti fifti şekilde oyların bölüşülmesi Belediye Başkanı İshak Taşçı’nın yeniden sorgulanmasına neden oldu.

Bazı AK Parti’li seçmenler durumu “Taşçı’nın iletişim eksikliğine” bağladı.

Peki doğru mu bu?

Sonuç ortada, kim bu soruya “Hayır” cevabını verebilir ki…

 

MUHALEFET NE YAPMALI?

Genel Merkezlerinde bir değişiklik yaşanır mı yaşanmaz mı bilemem ancak Samsun’da hem CHP’nin hem de MHP’nin tüm teşkilatlarının derhal seçime gitmesi gerekir.

Olağan mı olur olağanüstü mü bilemem ancak baştan sonra değişmeli bu koltuklarda oturanlar.

Kimse bana “şuna göre biz daha iyiyiz” diye gelmesin, hiçbir muhalefet partisi yöneticisi “Biz oylarımızı artırdık” diye ortalıkta dolaşmasın.

Bu yöneticiliğe yeni başlayanlar da daha önceden beri devam edenler de istifa etmelidir.

Sonrasında ne olur.

Bu üyeler bu partilerden yeni yöneticiler çıkarırlar.

“Efendim önümüzde seçim var parti başsız bırakılır mı” demeye de kalkmayın sakın.

Bu partilerin sizsiz daha iyi oy alacağına kalıbımı basarım.

O kadar iddialıyım.

Neymiş efendim “Adayımızı beğenmedik” diyorlarmış.

Bayanlar ve de pek sayın baylar parti demek disiplin demektir.

Genel Merkezin aldığı karara koşulsuz uymak demektir.

Uymayacak mısınız, işgalci duruma düşüp koltuklarda oturmayacak basıp istifanızı gideceksiniz.

Ey muhalefet partilerinin yöneticileri geç kalmış sayılmazsınız, istifa edin bırakıp gidin.

Hem de bir daha gelmemek üzere.

Çünkü bulunduğunuz koltukları büyütmüyor küçültüyorsunuz.

Sizler koltuklar sayesinde büyümek istiyorsunuz…

 

GÜNÜN FIKRASI

Bir rahibe günah çıkartmak için rahibin yanına gidiyor :

- Rahibe, “benim hayatımda bir erkek var ama fahişe çocuğunun teki” diyor.

Rahip soruyor:

“Neden ona fahişe çocuğu diyorsun?”

Rahibe:

“Çünkü o benim yanağımı okşayıp beni öpüyor.

Rahip, rahibenin yanağını okşuyor ve öpüyor sonra soruyor:

“Böyle mi?”

“Evet” diyor, rahibe

Rahip:

“Bu ona fahişe çocuğu demeni gerektirmez.”

Rahibe :

“Ama o benim elbiselerimi çıkarıp vücudumu da okşayıp öpüyor.”

Rahip, rahibenin elbiselerini çıkartıyor ve bir süre sevişiyorlar, sonra rahip yeniden soruyor:

“Böyle mi?”

“Evet” diyor rahibe.

Rahip:

“Bu da ona fahişe çocuğu demeni gerektirmez.”

Rahibe:

“Ama o sonra daha ileri gidiyor.”

Rahip bunun üstüne daha da ileri gidip soruyor:

“Böyle mi?”

Yeniden “evet” diyor rahibe.

Rahip:

“Bu da ona fahişe çocuğu demen için yeterli sebep değil.

Rahibe bu sefer bağırıyor:

“Ama o aids’li imiş.

Rahip:

"Vay fahişenin çocuğu."

 

GÜNÜN SÖZÜ

Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur. P.Drucker

 

DUVAR YAZISI

Eskiden Toz Pembe Hayallerim Vardı, Tozu Gitti Pembesi Kaldı.