bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop
Türkiye İyi Yerlere Gidiyor
Yazarlar // 21 Nisan 2017 Cuma 00:23

İsmail BAŞARAN

“İyiler erken ölür birini ay çağırır, öbürünü denizler, bir diğerini uçurumlar; iyiler hissederler önce, iyiliklerine bu hayatta yer olmadığını. Bu hayatın kötülere, çıkarcı ve acımasız olanlara göre düzenlendiğini hissederler....

Acı verir onlara iyi kalplerini karanlık bir yerde gizlice terk etmek. Ne kadar acı verse de onlara ait olmayan bu dünyayı herkesten daha çok ciddiye alırlar bu yüzden. Belki gizlice fark eder, belki gizlice unutmak isteriz. Çünkü onlar gözlerimize bakarlar. Gözlerimizde gözlerimizi ararlar. Hiç umut yok mu, der gibi bakarlar. Kanayan bir özlemle bakarlar. Çünkü onlar için en kötüsü bile bile yaşamaktır. Ve asıl acısı kendilerine yar olmayan bu dünyada yaşıyor gibi yapmaktır onlar için. Yaşamadan yaşıyormuş gibi yapmak.

Geride kalanlar bilmese de iyilerin incitilmiş kalpleriyle yaşadıklarını. Sonunda iyiler erken ölür.

Erken ölmüş görünseler de, bu dünyada en çok bekleyen iyilerdir. En derinlerinde yaşamak beklemektir onlar için. Çevrelerinde hep acele eden insanlar vardır oysa. Hep isteyen, hep arzulayan, hep başarmak derdinde olan... Soluk soluğa, telaşlı, hoyrat.

Oysa iyiler kendilerinden ne istenirse karşılıksız verirler. Dostluklarını, zamanlarını, ışıklarını gerekirse bedenlerini, enerjilerini. Bu dünyanın kendilerine yar olmadığını ve olmayacağını anladıkça hesap sorarcasına, karşısındakini biraz olsun sarsabilmek için ve çoğu kez hayatlarını yok sayarcasına verirler. Ama ne yaparlarsa yapsınlar horlanmaktan kurtulamazlar.

Bu dünyanın en zavallı, en güçsüz kötüsü bile iyinin kokusunu alır. Hisseder onun başka yere ait sonsuz bir misafir olduğunu. Hissedince izin verir içindeki cellada.

Oysa iyilerin kurbanı başkaları değil sadece kendileridir. İçlerindeki dinmek bilmeyen acı işte buradan gelir. Bazen öyle çok severler ki, kendilerini bile kimsesiz bırakırlar. Kendilerini en çok derin ve öksüz bir acıyla hatırlarlar bu yüzden. Bir gönül yıpranmasıyla.

Yaptıkları her eylemin, söyledikleri her sözün onları biraz daha kirlettiğini, biraz daha aşağı çektiğini bildikleri halde, bilmezlikten gelirler. Bu dünyaya, bu hayata duydukları her umudun, yaptıkları her eylemin, söyledikleri her sözün, içlerindeki acıyı biraz daha dilsiz, biraz daha kimsesiz ve çıplak bıraktığını bildikleri halde bilmezden gelirler.

Bu boşuna inanış kendilerine duydukları o derin kırgınlık olarak geri döner sonu da. Hayat değildir, suçlu olan bu binler yıl önce koyulmuş olan insanlık yasaları da değil. Bir suçu varsa, olması gerekiyorsa bu yine kendileridir. Böyle hissetmeye ikna ederler kendilerini...

Yinede geride kalanlar bilmeseler de onların incitilmiş kalpleri sayesinde yaşadıklarını, iyiler erken ölür.......”

BUNLARI KİM TEMİZLEYECEK?
MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, kripto FETÖ'cülerin halen aktif olarak faaliyette olduğunu belirterek, önlem alınmasını talep etmiş.
İyi de etmiş.
Ancak bir soru:
Bu kripto FETÖ’cüler bugüne kadar acaba neden temizlenmedi?
Şimdi Erhan Usta çıkıp iktidarda değiliz, gücümüz yok diyebilir.
Dün belki öyleydi MHP, ancak referandumda iktidarı desteklediklerine göre böyle bir soruyu sorabilirler ortaklarına.
Ancak sanırım artık sistem değişti, artık kimsenin soru sorma hakkı da kalmadı sayılır.
Acaba bu sistem, ülke menfaatlerine mi birilerinin menfaatlerine mi yarasın diye değişti?
Soru sorulmasın diye mi değişti?
Vebal çok ağır bir yüktür.
Tabi inananlar için.

 

HESABI KİMİ SORACAK?

Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanı İshak Memişoğlu, Kavak ilçesi Azaklı Mahallesi’nde bir garaj inşaatının çökmesi sonucu 3 kişinin öldüğü faciayla ilgili hesap sorulacağını dile getirmiş. Peki, bu hesabı nereye soracaklar?
Yargı yoluna mı gidecekler?
Giderseler ne cevap alacaklarını umuyorlar ki?
Önce hesabı Kavak Belediyesi verecek, sonra Büyükşehir Belediyesi verecek öyle mi?
Geçiniz bunları.

GÜNÜN FIKRASI

Temel her gün evine trenle gidip gelmektedir.Yine bir gün trende giderken karşısında oturan adamın biri “pezevenk” der. Temel şaşırır “acep bağamı dedi” diye sağına soluna bakınır. Adam yine “pezevenk” der.Temel yine şaşkınlık içinde sağa sola bakınır; “sanırım bağa dedi” der. Olay çıkmaması için ilk durakta iner ve olayı evde karısına anlatır.

-“Fadime bugün trende adamın biri bağa pezevenk dedi” der.

Fadime ; “hadi ya bak terbiyesize” diye cevap verir.

Temel ertesi gün aynı adamla tekrar trende karşılaşır. Adam bu sefer Temel'e bakarak şöle konuşur:

-“Dedikoducu pezevenk...”

 

GÜNÜN SÖZÜ

Her zaman güvensizlik göstermek, her zaman güvenmek kadar büyük bir yanlışlıktır. Goethe