TOGG’un seçim şovu için halkın sırtına nasıl yüklendiğinin hikâyesini bugün ekonomist Prof. Dr. Ege Cansen hoca köşesinde şöyle yazmış;
“Türkiye’nin pek de yerli olmayan milli otomobilinin seri üretimi başlıyor. Hayırlı olsun. Üretilen ilk 100 arabanın piyasaya sunumu otelcilik tabiriyle “yumuşak açılış” olacaktır. Böylesi sıfırdan başlayan büyük yatırımlarda montaj hattından mamul inmeye başlamasıyla, tasarım kapasitesinde üretim ve pazarlamaya geçilmesi arasında birkaç yıl geçmesi normaldir.
Yaklaşık dört yıl önce Başkan Erdoğan ‘yerli ve milli’ otomobil üretme kararı almıştı. Ben de bunu ‘akla ziyan bir proje’ diye nitelendirmiştim. Çünkü gümrük birliği içinde kalındıkça, bu yatırımın öngörülebilir hiçbir vadede kâra geçmesi mümkün değildi. Bugün de aynı kanıdayım.
TOGG'u üreten kuruluş bir KİT'tir ve KİT kalacaktır. Söylenildiği gibi ortada dört babayiğit özel girişimci yoktur. Erdoğan'ın baskısıyla bu projeye para kaptırmış dört firma vardır. Otomobilin tasarımını Karsan, imalatını BMC, elektrik sistemlerini Vestel yapacak, Anadolu Grubu da satacaktı. Proje ‘Dört Kocalı Hürmüz’ gibiydi. Tabii bu yanlış yapılanmayla bir santim ileri gidilemedi.
Gürcan Karakaş isimli bu işleri gerçekten bilen yetenekli bir mühendis-yönetici bulundu ve tam yetkiyle projenin başına getirildi. Karakaş, önce imal edilecek aracın tanımını, küçük ölçekte başa-başnoktasını yakalasın diye, üretimi kolay, yüksek gelir grubuna hitap eden ‘tam elektrikli SUV’ olarak belirledi. Yani yerli otomobil ‘halk arabası’ olmalıdır tezini reddetti. Daha önce Saab'dan 30 milyon Euro'ya alınan know-how (teknoloji satın alma) paketini çöpe attı. Karsan'ı görevinden affetti. Tasarımı İtalyan Pininfarina firmasına verdi. BMC'nin otomobil üretecek ne bilgisi ne de tesisi vardı. Onu da devreden çıkardı. Üretimi, nakliye masraflarını asgariye indirmek için deniz kıyısında bu amaçla için dizayn edilmiş bir fabrikada yapma kararı aldı. Üretim mühendisliğini de Alman firmalarına ihale etti. Vestel de kendiliğinden devre dışı kaldı. Satış işini de kimseye vereceği yoktur.
Şunu hemen söyleyeyim: Bazı yatırımların ‘içsel’ ekonomisi yoktur. Yani tek başına hesaplanırsa külfeti nimetinden çoktur. Ancak yaratacağı ‘dışsal’ ekonomiyle fizibildir denir. Yani firma ‘bireysel kâr’ edemese de çevresine veya ülkeye ‘toplumsal fayda’ sağlayabilir. Hükümet, başı zarardan bir türlü kurtulamayacak TOGG için bu argümana sarılacaktır. TOGG, otomotiv mühendisliğinde bir ARGE merkezi olacak ve burada araç yanında, bilgi ve beceri de üretilecektir diyecektir.
AKP'nin propaganda uzmanları, ‘yapamazsın dediler ama biz yaptık’ diyerek konuyu saptırmasına izin vermemek için bu yazıyı yazdım. Kimse “yapamazsın” demedi. Bu yatırım gayri iktisadidir dedi. Mesela benim söylediklerim şuydu: Bu otomobil, markası dışında yerli ve milli olmayacaktır. Üstelik külfeti, nimetini aşacaktır. Bu külfet diğer gösteriş yatırımlarının külfeti ile birlikte hayat pahalılığı olarak halkın sırtına binecektir. Kararı, bunu bilerek verin.”
Durum bu ne denebilir?