limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri holiganbet holiganbet istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Buğday Alacakmışız. Hani Biz, Kendimize Yeten Ülkeydik.
Yazarlar // 9 Temmuz 2014 Çarşamba 00:00

Ragıp GÖKER

Dün televizyonlarda Toprak Mahsulleri Ofisinin ekmeklik buğday açığını gidermek için 200 bin ton buğday alacağı haberini dinleyince, çocukluk anılarım depreşti.

’Türkiye, bir tarım ülkesidir, ürettikleriyle kendisine yeten bir ülkedir’’

Biz bu sözlerle büyüdük.

Hatta yakın zamana kadar bunun böyle olduğuna inanıyorduk.

Defalarca yazdığım tarım haberlerinde kaç kere bu ifadeyi yazdığımı bilmiyorum.

Karadenizbirlik’in kurucusu Rahmetli Doğan Erdil, bir basın toplantısında Türkiye’nin her yıl 800 bin hektar alanı nadasa bıraktığını ama ülkemizin yıllık likit yağ açığının 300 bin ton dolayında olduğunu söylemişti.

Rahmetli Doğan Erdil, nadasa bırakılan bu alanlarda ayçiçeği tarımı yapılması halinde likit yağ açığının kapatılabileceğini söylemişti ki; nadasa bırakılan 800 bin hektar alanın Belçika ve Hollanda toprakları kadar bir alana denk olduğunu söylemişti.

Rahmetlinin bu açıklamasından çok sonra yaptığımız bir araştırmada nadasa bırakılan arazi miktarında ciddi azalmalar olduğunu anlamıştık.

Ancak son yıllarda tarımsal üretimde yine önemli ölçüde azalma olduğu da bilinen bir gerçektir.

Benim doğduğum topraklar ki Aşağıçinik’tir.

’Adam eksen yetişir’’

O derece verimlidir yani

Ve fakat

Şimdi o güzelim tarlalar boş.

Köyümüzde tütün yetiştirilirdi çoklukla.

Buğday da ekilirdi köyümüzde.

Babamın bir çift öküzün arkasına bağladığı dövenle harman yaptığını hatırlarım. Sonraki yıllarda Rahmetli Necati Canbaz’ın ve Tekkeköy’de Hacı Ali’nin çocuklarının ki birinin adının Tarık olduğunu anımsıyorum. Köyümüzdeki harman işleri daha sonra onların patoslarıyla yapılmaya başlanmıştı.

Harman zamanı köyler için bir şenlik gibiydi yani.

Muzaffer Sarısözen’in derlediği bir Urfa Türküsü var bilir misiniz.

Harman yeri sürseler
Oy Sanem yerine gül dikseler
Esmer gaday ben alim

Şimdi benim köyümde buğday ekip harman yapan var mı bilmiyorum.

Sanırım yok.

Olsa bile harman yapanların sayısı iki elin parmaklarını geçmez sanırım.

’Yerli malı, yurdun malı.
Herkes onu kullanmalı’’

Bu tekerlemeyi hatırlayanınız var mı?

Ki; biz bu ilkeyi unuttuğumuz günden itibaren buğday bir zamanlar kendimize yetmesinin yanı sıra dışarıya satmakla övündüğümüz tarım ürünlerini şimdi satın almaya başlamış olduk.

Sanırım durum buğday ile de sınırlı kalmayacak.

 

Benden söylemesi yakın bir gelecekte domates, patlıcan ithal ettiğimizin haberini duyarsanız sakın ha şaşırmayın.