Belediye başkanları, çalışma dönemi başlangıçlarında göründükleri meclis oturumlarını yönetmekten nedense kaçınırlar.
Ben de bu durumu hep merak etmişimdir.
''Neden? '' diye sorarım daima.
Özellikle şehrin geleceğini doğrudan etkileyebilecek kararların alınacağı toplantılarda başkanı ara ki bulasın.
Geçen hafta Samsun'da bir çok kişinin yaşamını doğrudan etkileyecek Eti Bakır'a deniz dolgu alanında sülfürik asit depolama tesisinin çevresel etkilerinin değerlendirildiği toplantıyı Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan'ın yönetmemiş olması gibi.mesela.
Ne gibi bir mazereti vardı acaba.
Ki;
Böylesi önemli br konunun konuşulduğu oturumu yönetmemek için ileri sürülen mazeret ne olabilir.
Belediye başkanları için ''Şehremini'' dermiş eskiler.
Şehrin emanet edildiği emin kişi yani.
Belediye başkanlığı görevi bu kadar önemli aslında!
Geçen hafta ki meclis oturumunda Başkan Halit Doğan'ın o görevi devrettiği Nihat Soğuk'un, Samsun'da çok sayıda kişinin yaşamını olumsuz etkileme ihtimali olan bir kararın alındığı toplantıda yaptığı gafa tanık olduk.
CHP'li Meclis Üyesi Atilla Tekcan'ın, ailemden birçok kişiyi akciğer kanserinden kaybetme durumunu içeren bir yazıma atıfta bulunarak, baca gazlarının olumsuz etkilerini anlattığı eleştirisine, ''Her canlı ölümü tadacak'' şeklindeki cevabını ''Gaf'' olarak açıklamak ne kadar doğru onu da bilemedim.
Nihat Soğuk'un ciddiyetten uzak yaklaşımını, cehalet olarak yorumlayanlar da oldu ama siz nasıl bir değerlendirme yaparsız bilmem.
Nihat Soğuk'un tavrı çok eleştirildi ki o eleştiriyi yapanlar arasında ben de vardım.
Ve fakat.
Ben konuya daha farklı bir açıdan yaklaşmak gerektiğine inanıyorum.
Böylesi hayati önemdeki toplantıları, belediye başkanları neden yönetmez.
Mesela, Nihat Soğuk neden hep başkanvekili yapılır.
Yusuf Ziya Yılmaz'ın vekili de oldu.
Zihni Şahin'in de.
Hatta Mustafa Demir'in de ''Ben yokken meclisimiz sana emanet'' dediği kişi yine Nihat Soğuk'tu.
AK Parti, Başkan Halit Doğan'ın yokluğunda, Samsun'un kaderini tayin edecek Belediye Meclisini yönetebilecek yegane kişi olarak yine Nihat Bey'i görmüş.
23 yıldır Ülkeyi yöneten Ak Parti, ''Samsun'da Nihat Soğuk varsa, başkasına gerek yok'' diye düşünmüş. Biz de bu satırlarda ''Nihat Soğuk neden saçmaladı'' diye sorguluyoruz.
Bu arada meclis üyeliklerini belirlemede yapılan saçmalıklar sadece Ak Parti'yle özgü de değil aslında.
Al birini vur ötekine misali gibi Türkiye'nin iktidar adayı CHP'nin seçimleri çok mu isabetli?
Samsun'un doğasını kirletme ihtimali olan bir yatırımın konuşulduğu toplantıda, Bayraktepe'nin kayalıklarından alınacak dolgu malzemeleri konu diliyorsa, sözün bittiği noktadayız aslında.
Seçimlere gidilirken meclis adayları listesinde sırlamadaki yeri tartışılan bir aday için ''Onu ilk sıralarda aday yapmazsak, örgüt dağılır'' gibi gerekçeler ileri sürülüyorsa, Samsun'da muhalefet yapma görevinin sadece basın yayın kuruluşlarına kalmasına da şaşırmamak lazım.
İktidarı, muhalefeti fark etmeksizin, bu meclis üyeleri ve kimi başkan adayları için söylenecek söz şu galiba:
''Sanki özel olarak seçiliyorlar.''
Şu bir gerçek:
Kimse kendiden daha zeki birini yanında, yöresinde istemiyor.
Bize de, kaderimize boyun eğmek düşüyor.
Bilmem anlatabildim mi?