Yazarlar // 23 Eylül 2025 Salı 21:01
Ragıp GÖKER
CHP'nin Samsun’daki kongreler dönemi başladı.
Bazı ilçelerde kongreler tamamlandı ama gözler iki büyük ilçe İlkadım ve Atakum’a çevrildi ki, İl Kongresi’nde kazananı belirleyecek olan delegelerin yoğunluğu bu iki ilçededir.
Ki; İlkadım ve Atakum’u alanların ili de alacağına inanılıyor.
Tıpkı, “İstanbul’u kazanan, Türkiye’yi de kazanır” denildiği gibi.
CHP için Samsun’daki kongreler süreci her açıdan zorlu geçecek.
Ki; böyle olacağına dair ilk işaret, Atakum’daki mahalle delegelerinin belirlenmesi sürecinde yaşanmıştı.
Bir partili, uğradığı yumruklu saldırı sonucu ağır yaralanmıştı.
CHP’lilerin “Samsun’un aydınlık yüzü” olarak tanımladıkları Atakum’da yaşanan bu durum, Atakumlu CHP’lilerin uzun süre yaşayacağı bir utanç olarak kalacak.
Genel Merkez’den, olayı soruşturmak için gelen heyet, sorumluları tespit ve baştan sona bir temizlik yapmak yerine, sorunu halının altına süpürmeyi denediler.
Böyle yaparak hiçbir şey olmamış gibi davrandılar.
Hayret edilecek bir durumdu ama oldu maalesef.
Hafta sonu yapılacak kongreye kadar fikir değişir mi bilmem ama bu durumda şu ana kadar kimse “Ben adayım” deme cesaretini kendinde bulamadı.
Ve fakat.
Atakum Belediye yönetimiyle birlikte hareket ettiği bilinen mevcut ilçe başkanının son anda aday yapılması da bekleniyor.
İlçe başkanının, “Aday değilim” diyor ama bir taraftan da “İstemem ama yan cebime koy” gibi bir beklenti içinde olduğu da herkes tarafından biliniyor.
Genel Başkan Özgür Özel’in “Kaybedilmesini içime sindiremiyorum” dediği İlkadım’da da durum Atakum’dan çok farklı değil aslında.
Buna rağmen mevcut ilçe başkanı yeniden aday olacakmış.
CHP, aynı şeyleri tekrar yaparak farklı sonuç almaya çalışıyor ki; Yener Cabbar da Albert Einstein’ın “Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca deneyip farklı sonuç beklemektir” şeklindeki sözüne yer verdiği dünkü yazısında, bu durumda CHP’nin İlkadım’da başarılı olamayacağına dair öngörüsünü dile getirmiş.
Ki; bu köşede yazılanları takip edenler, bu türden iddiaların bu köşede de defalarca dillendirildiğini hatırlayacaklardır.
Demem o ki;
Özgür Özel’in 6 ay içinde 60’a yakın miting, iki defa da kurultay yaparak, partisinin 31 Mart’ta yakaladığı başarıyı tekrarlaması adına olağanüstü bir tempoyla çalışırken, Samsun’da örgütü ele geçirmiş olanların “Senin adamın, yok benim adamım” şeklinde kayırmacılıkla kongreler yaparak oluşturacakları örgüt yapısıyla seçim kazanacaklarını sanıyorlarsa fena yanılıyorlar.
CHP’de Özgür Özel’in çabalarıyla bir kabuk değişimi yaşanırken, Samsun örgütüne hâkim olanların “Küçük olsun ama yeter ki benim kontrolümde olsun” anlayışıyla mevcut yapıyı koruma çabalarını anlayamıyorum.
Sokaktaki CHP’liler güçlü örgüt yapısına dair bir beklenti içinde oldukları biliniyorken, Samsun’da örgüte hâkim olanların seçim kazanmak gibi bir iddiaları var mı onu da bilmiyorum.
Ama bilinmeli ki örgüt dinamizmi olmadan hiçbir seçim kazanılmaz.