limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri holiganbet holiganbet istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Siyasetçinin Sorumluluğu
Yazarlar // 20 Eylül 2023 Çarşamba 08:38

Ragıp GÖKER

''CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafındaki çıkar gurupları, kendi geleceklerini milletimizin menfaatlerinin önüne koyarak, kendi çıkarlarını döndürecek şekilde ittifakı tasarladılar''
Yukarıdaki cümleler İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz'ın önceki gün yayınladığı Twitter mesajından alındı.
Millet ittifakı dağıldı biliyorsunuz.
Bilge Yılmaz bu mesajla, ittifakın dağılma sorumluluğunu tamamen CHP'nin sırtına yıkmaya çalışmış.
Yılmaz'ın bu çıkışı, dün sabah FOX TV'de İlker Karagöz'ün sabah programına katılan CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel'e soruldu.
Özgür Öze'lin, ''vay sen nasıl böyle konuşursun'' demesini bekledi herkes.
Ki;
Bende Özel'den sert çıkış bekleyenlerdendim.
Türkiye'de siyasetin geldiği nokta böyle ne yazık ki!
Tencere dibin kara, seninki benden kara anlayışıyla yapılıyor çünkü siyaset ve ülkemde bu türden siyaset anlayışı prim yapıyor maalesef.
Özel, konuyu değerlendirirken aslında doğrudan Bilge Yılmaz'ı değil de, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın karşısına yerel seçimlerde aday çıkarıp çıkarmayacakları şeklindeki soruya verdiği cevap üzerinden Yılmaz'ın Genel Başkanı Meral Akşener'i muhatap aldı.
Çünkü Akşener, İstanbul ve Ankara'da aday çıkarma kararlarının, İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı kötüleyecekleri anlamına gelmediğini ama yine de kendileriyle yarışacakları anlamı taşıdığını söylemişti.
İttifak'ın bittiğini bir kez daha ilan etti yani Akşener.
Buna karşın İYİ Parti GİK Üyesi Bahadır Erdem ise Cumhur İttifakı devam ettiği sürece, seçim kazanmanın mümkün olmadığına dair bir paylaşım yaptı.
Özgür Özel, konuyu değerlendirirken Bilge Yılmaz'ın mesajına hiç değinmeden ki, konu Bilge Yılmaz'ın mesajı üzerinden açılmışken üstelik hem Akşener'in, hem de Bahadır Erdem'in haklı olduklarını söyledi.
''Biz de haklıyız, O da haklı, Bu da haklı'' der gibi bir değerlendirme yaptı yani
Bu değerlendirmeye yüzeysel bakıldığında Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi bir algı uyandırır ama Özel'in daha sonra söyledikleri, sorumlu bir siyasetçinin konunun soğukkanlı şekilde değerlendirildiğini anlatıyor aslında.
Koalisyonlar kurulurken 40 gün kadar müzakereler yapıldığını belirten Özel, yerel seçimler öncesinde de bir işbirliği yapılabileceğini, bunun içinde 40 gün önce değil de, belki 90 gün önce masaya oturulabileceğinin altını çizdi.
Ve fakat.
Masaya oturmadan önce de, Akşener'in işaret ettiği gibi her partinin kendi kimliği üzerinden siyaset yapmasının ve seçmenlere kendilerini ifade etmelerinin doğru bir yaklaşım olduğunun altını çizmiş oldu.
Özel, genel seçimler için kurulmuş ittifakın dağıldığını kabul etmekle birlikte yerel seçimlerde ise yeni bir işbirliğinin mümkün olabileceğini de söyledi.
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel seçimlerinin kaybedilmesinden sonra değerlendirmeler yapılırken, altılı masa ve Millet İttifakı’na dönük suçlamalara da tanık olduk.
Ki:
Özellikle Meral Akşener'in önce partisinin Büyük kongresinde, daha sonra da kimi değerlendirmelerinde, özellikle Cumhurbaşkanı adayı belirlenirken yaşananlar nedeniyle sürekli CHP'yi ve onun genel başkanını suçlar bir tavır sergiledi.
Bilge Yılmaz'ın Twitter mesajında olduğu gibi kimi İYİ Parti'liler de, Akşener'in bir tutumundan cesaretle olsa gerek, ''vur abalıya'' misali CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu suçlar oldular.
Dünya gazetesinden tanıdığım Dr. Rüştü Bozkurt'un kulakları çınlasın.
''Kendine ayna tutmak'' diye bir deyim kullanırdı Rüştü Hoca.
Bir konuyu değerlendirirken, herkesin kendi içine doğru bir yolculuk yapması gerektiğini söylerdi.
O Hint atasözündeki gibi yani.
Atasözü; bir elinin işaret parmağıyla karşısındaki suçlayan bir kişiye, avuç içine dönük diğer üç parmağının ''kendine bak'' dediğini, sürekli karşısındaki suçlayan kişinin, arada sırada da olsa ''ben de hata yapmış olabilir miyim?'' diye kendini de sorgulaması gerektiğini anlatır.
Özellikle siyasetçiler de, sıklıkla kendi içine dönük yolculuk yapmalılar.
Zaten en çok onların ihtiyacı var bence.
İYİ Parti'nin yerel seçimlere kendi adaylarıyla katılma kararına saygı duymakla birlikte, bu kararı alırken, birkaç ay önce birlikte yol yürüdüğü ittifak ortağını suçlarken, kendisini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterme çabasını anlamakta zorlananlardanım ben de.
CHP'lilerin bir bölümü de süreçte kendilerinin de bir dizi hata yaptıklarını kabul ederken, İyi Parti’lilerin seçimlerin kaybedilmesinde Genel Başkanları Meral Akşener'in 3 Mart günü masadan kalkarken yaptığı açıklamaların etkisini görmemelerine ise şaşırıyorum doğrusu.
Yerel seçimler, 31 Mart Pazar günü yapılacak.
Zaman daralıyor yani.
Akşener,  ''81 ilde aday çıkaracağız'' diyor.
Bu karara saygı duymak gerekir elbette ama Akşener'in yanı sıra, parti kurmayları ve teşkilat mensuplarının, 3 Mart günü yaşananları da, özellikle Cumhurbaşkanlığına makamına layık gördükleri belediye başkanlarının karşısına aday çıkararak, seçimlerin kaybedilme durumunu kendilerine de, partilerinin tabanına da anlatamazlar.
Onun için siyasetçi, gerek bir karar alırken ve gerekse bir konuyu açıklarken iki kere düşünüp öyle konuşmalıdır.
Çünkü siyasetçi kendisine sorumlu olduğu kadar ve belki de daha fazla ülkeye karşı sorumludur.