Samsun, “Sağlık Kenti” diye pazarlanıyor.
Ama gerçek şu:
Yoğun bakım arayan adam acilde sedyede kıvranıyor, yanında torunu grip olmuş çocuk koridorda yatıyor, babaannesi serum şişesini tavana asacak yer bulamıyor.
İl Sağlık Müdürü çıkmış, Yener Cabbar’ın soruna dikkat çeken yazısı ve gazetenin haberine cevap vermeye çalışırken, “Ciddi sorun yok” diyor.
Müdür, beyin “ciddi” tanımını ben bilmiyorum ama benim bildiğim “ciddi” tanımı şudur:
Yoğun bakımda yatak yok diye birçok hasta günlerce acilde bekliyor, üstelik bir çoğu sedyede üzerinde günlerini geçiriyor.
Böyle bir durum ne kadar ciddi veya değil.
Şehir Hastanesi yapılmış, çok güzel.
Alkışlıyoruz ve bu hizmeti, Türkiye’de yap ‘işlet- devret’ anlayışıyla yapılmış benzerlerinden farklı şekilde sadece kamu kaynaklarıyla yaptırarak Samsun’a kazandıran Eski Sağlık Bakanı Samsun Milletvekili Ahmet Demircan’a müteşekkiriz. Demircan artık Bakan değil.
Bu nedenle mi bilmem ama kapısı yıllar sonra yarım yamalak açılmış.
İçeride 230 yoğun bakım yatağı varmış ancak, fiilen 24’ü çalışıyormuş. Geri kalanı ise “test ediliyormuş”.
Samsun’un doktorlara gelince…
‘’İyi ki varlar’’ derim.
Allah razı olsun hepsinden.
Gece gündüz demeden, yatak sayısı yetersiz olsa bile hastayı ayağa kaldırıyorlar. OMÜ’de, Eğitim Araştırma’da, Gazi Devlet hastanelerinde, bir yatak bulsalar dünyayı kurtaracaklar.
Ama yatak yok ki!
Doktor var.
İlaç var.
Bilgi var.
Vicdan var.
Maalesef yatak yok!
Garip bir memleketiz vesselam!
Doktoru var ama yatağı yok. Hastanesi var ama kapısı tam açılmıyor. “Sağlık Kenti” diye övünülüyor ama hasta yakını “nerede yatacak babam?” diye ağlıyor.
Samsun’da tedavi sorunu yok. Samsun’da insanlık var, doktorluk var, fedakârlık var. Amaya acil servislerde ve yoğun bakımda yeterli yatak yok.
Ve fakat:
Bu sorunu “yönetilebilir” diye sunan Sağlık Müdürü var Samsun’un.
Bu arada, bu köşede yazılanları takip eden okurlarımız,4 Ekim günü ‘’Sağlık Kenti Samsun Komaya Girerken’’ manşetiyle bir yazı yayınlandığını hatırlayacaklardır.
Yazı, Shell kavşağında meydana gelen trafik kazasında ağır yaralanan Gülsüm Sami Kefeli Ortaokulu’nun iki kız öğrencisi Gazi Devlet Hastanesi Acil Servisine kaldırılmışlardı.
Çocuklardan birinin acil servisteki ilk müdahaleye başlanırken yaşamını yitirdiği anlaşmıştı ama birinin acil olarak ameliyata alınması gerekmişti.
Çocuk cerrahı gerekmişti ama Samsun göbeğindeki Gazi Devlet Hastanesinde hastanenin gelmiş geçmiş tüm yöneticilerinin çabasına rağmen Kalp Damar Cerrahı ve servisi kurulamadığı gibi, hastanenin kadrosunda çocuk cerrahı da yoktu.
Sistem üzerinden bir çocuk cerrahı davet edildi.
Ne oldu dersiniz!
O cerrah hastaneye gelmeyi kabul etmedi.
Acil serviste görevli hekimlerin bu konuda bir tutanak hazırladıkları biliniyor ama yoğun bakım ünitelerindeki yatak sorununu, ‘’Yönetilebilir’’ olarak yorumlayan Sağlık Müdürlüğünce, Gazi Devlet Hastanesinde yaşanan bu durumla ilgili bir soruşturma açılıp, açılmadığı henüz bilinmiyor.
En azından ben bilmiyorum. Zira Sağlık Müdürlüğü iki yavrucağın hayatını kaybettiği bir vaka ile ilgili köşemize taşıdığımız konuya dair bilgiyi aradan geçen iki ayı aşkın süreye rağmen bizimle paylaşma zahmetinde bile bulunmuş değil hala.
‘’Sağlık Kenti Samsun’’!
İddialı bir yaklaşım.!
İddianın gerçeğe dönüşmesini gönülden dilerim ama bu kadrolarla, bu büyük hayali nasıl gerçeğe dönüştürür Samsun, yaşanan bunca saçmalık ortadayken, hayaller nasıl gerçek olur, onu da bilemedim doğrusu.
