Samsun Fındık Üretmekle Övünmemeli
Yazarlar // 21 Kasım 2025 Cuma 12:06

Ragıp GÖKER

Samsun Tarım ve Orman İl Müdürü Kemal Yılmaz, Samsun’un 90 bin ton fındık üreterek Ordu’yu geçtiğini söylemiş. İl Müdürü, Samsun’un fındık üretiminde Ordu’yu geçmesini, geçen yıl bölgede etkili olan dondan daha az etkilenmiş olmasına bağlamış.

Samsun’da üretim artışına dair bir habere sevinmeli ve bir Samsunlu olarak İl Müdürü gibi bununla övünmeli miyim bilemedim. Zira Samsun’da fındık tarımının bu denli yaygınlaşmasını doğru bulmuyorum.

Yeşilırmak ve Kızılırmak gibi ülkemizin en büyük iki nehrinin taşıdığı bereketli havzalarda, Çarşamba ve Bafra gibi iki önemli ovaya sahip Samsun’un, fındık tarımının gelişmesiyle övünmek yerine, bu ovalarda yetiştirilebilecek farklı sebze ve meyve türleriyle övünmesi gerekir.

Fındık, taban arazilerde yetiştirilmesi uygun bir ürün değildir.
Yüksek kesimlere daha uygun bir bitkidir. Bu nedenle Ordu ve Giresun’un yüksek kesimleri fındık tarımı için ideal arazilerdir. Piyasalarda Ordu ve Giresun’da yetişen fındığın daha çok rağbet görmesi de bundandır.

Daha önce de defalarca yazdım:
Tarımsal üretim için son derece uygun arazi yapısına sahip Samsun’un ovalarında, toprağa “adam ek, adam yetişsin” dedirtecek kadar bereketlidir topraklar. Bu nedenle ovada fındık üretiminin artmasıyla övünmek, doğrusu nedir bilemiyorum.

Daha 10 gün kadar önce bu köşede, Çarşamba Ziraat Odası Başkanı’nın, ovada kavak üretiminin artması ve ovanın neredeyse ormana dönüşmesinden yakındığı açıklamalarını aktarmıştım.

Oysa kavak, sulanabilir tarım alanları için en sakıncalı ağaç türlerinin başında gelir.
Çünkü kavak ağacı, topraktaki suyu vampir gibi emer. Kavak, en çok su tüketen ağaç türlerindendir. Bu nedenle ovalarda yetiştirilmesi en sakıncalı orman türevidir.

Çarşamba Ovası’nda kavak üretiminin yaygınlaşmasında doğrudan İl Müdürü Kemal Yılmaz’ı suçlamak haksızlık olur. Çünkü bu istila onun görev döneminden çok önce başlamıştı. Ancak yine de İl Müdürü’nün, Samsun’da fındık üretimiyle övünmek yerine, ovadaki kavak ormanlarının yayılmasını önlemeye daha çok kafa yormasını beklerim.

Mesela:
Çarşamba ve Bafra Ovalarının sulanmasıyla ilgili Aşağı Yeşilırmak ve Aşağı Kızılırmak Projelerinin ikinci aşaması olan sulama projelerinin, 50 yıl geçmesine rağmen hâlâ neden tamamlanamadığını sorgulamak da Samsun Tarım İl Müdürü’nün görevlerinden biri olmalıdır.

Bürokrat olarak bunu yapmak zordur elbette ama zoru başarmak daha kıymetlidir.

Bugün üretim araçlarının verimsizliğinden yakınıyorsak, bunun sebebi plansız üretim alışkanlığımızdır.
Öngörmeyi ve zamanında önlem almayı beceremiyoruz.
Ölçeklendirmeye hiç önem vermiyoruz.

Bu yüzden Ordu’nun yamaçlarındaki dar alanlarda yetiştirilen fındığın iyi para ettiğini görünce, ovada fındık yetiştirme yanlışına düşüyoruz. Sonra da savaş hâlindeki Ukrayna ve Rusya’dan yem hammaddesiyle buğday alıyoruz.

Yulaf mı yetişmez ovalarımızda ki yem hammaddesi almak zorunda kalıyoruz?

Ülkemin en verimli topraklarından biri olan köyüm Aşağıçinik’te, emekli öğretmen olan amcam, dede topraklarında yetiştirebileceği türlü ürün varken fındığa yönelmiş.
Sözde eğitimlisi böyle yaparsa, eğitimsizlerin yanlışına şaşmamak lazım!

Ahmet Kaya’nın dediği gibi, “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça.”

Maalesef öyle ama ülkemde tarım politikalarına yön veren yetkililerin de, ’’Neden böyle oluyor?’’ şeklindeki bir soruyu kendilerin sormaları gerekir diye düşünüyorum. Zira eğitimli amcamın bile topraklarında yetiştireceği diğer tarım ürünlerinden fındık kadar gelir elde edemeyeceğini düşünmesinin sebebi sorgulamalıdır.

Çarşamba ovasında sebze türleri yetiştirmeye elverişli alanların fındık bahçelerine dönüşme sebebi, girdi maliyetleri midir mesela.

Bu tür soruların cevap bulması önemlidir bence.

Bilmem anlatabildim mi?