Masa!

Muhalefet için büyük umutlarla kurulmasına rağmen, Akşener'in 3 Mart çıkışı sonrası muhalefetin iktidar umutlarını kırarak dağılmasıyla bir travmaya neden olan Altılı  Masa'dan sonra kurulan yeni bir masa konusu,  kamuoyunun gündeminde ilk sıralara oturdu.

Ki;

Ülkemiz aslında şu sıralar tam anlamıyla bir yangın yeri.

Ormanlarımız yanıyor.

Ya da yakılıyor bilmiyorum.

Akciğerlerimizi birileri bilerek yakıyorsa ki, buna dair örnekler de var maalesef.

''Lanet olsun'' demek yeterli mi bilmiyorum ama umarım ve dilerim, ormanlarımızı yakan hainler layık oldukları en ağır cezayı alırlar.

Sabotajlar bir tarafa, iklim değişikliğinin etkisiyle aşırı ısınan havaların bir sonucu olarak da orman yangınlarının çıktığı biliniyor.

Ve fakat.

Gerek orman emekçilerinin, gerekse itfaiye görevlileriyle, gönüllülerin gayretlerine rağmen orman yangınlarını söndürmede başarılı olamıyoruz.

Akciğerlerimiz yok olurken, şehitler de verdik ve millet olarak bu duruma çok üzüldük ama orman habitatının parçası olan canlıların yok oluşu da, yüreklerimizi parçaladı elbette.

Türkiye orman yangınlarıyla ilgili gündeme yoğunlaşmışken, bir taraftan da ''Masa'' konusu tartışılıyor biliyorsunuz.

Hangi konu daha önemli buna siz karar verin isterim ama gündemin ilk maddelerinden biri olan komisyonun görev yapacağı masa konusunu da görmezden gelemeyiz diye düşünüyorum.

Herkes gibi bu satırların yazarı olarak terörün bitmesini ben de isterim.

Hem de çok isterim.

Ve fakat.

Adına ''Terörsüz Türkiye'' denilen sürece, ''Amasız-fakatsız'' yani ön koşulsuz destek açıklayanlar kadar, sürece ihtiyatla yaklaşanlar da var.

Ki;

Bir taraftan terörün bitmesini isterken, bir taraftan da sürece ihtiyatla yaklaşanlardanım.

Ana muhalefet partisi CHP de sürece ihtiyatla yaklaşanlardan oldu.

CHP baştan beri terörün bitmesinden memnun olacaklarına dair açıklamalarda bulunuyordu.

Sorunun çözümü için de daima Meclis'i adres olarak gösteriyordu.

TBMM'de bir komisyon kurulması önerildi biliyorsunuz daha sonra.

İYİ Parti'nin üye vermeyeceğini baştan ilan ettiği komisyonun TBMM'deki partilerin sandalye sayılarına göre oluşturulması kararı, CHP'de kafaları biraz karıştırmışa benziyor.

CHP eşitlik ilkesini savunurken, komisyon, AK Parti ve MHP'li üyelerin çoğunluğu biçimde oluşturuldu.

Komisyonda AK Parti, MHP ve DEM Parti tarafından masaya hangi öneriler getirilecek bilinmiyor elbette.

Ve fakat.

Masaya öneriler nasıl gelirse gelsin, üye sayısı bakımından özellikle AK Parti ve MHP'nin üzerinde anlaştığı önerilerin kabul edileceği anlaşılıyor.

Bu durumda CHP'nin, iktidarın önerileri için 'Onay makamı' olmak gibi bir görüntü vermek istemediği anlaşılıyor..

CHP’de komisyona katılmayı isteyenler kadar, ''Ne işimiz var orada'' diyerek komisyonda bulunmaya karşı çıkanların olduğu da biliniyor.

Her iki tarafın da kendilerince haklı nedenleri vardır elbette ancak, Türkiye’yi kuran parti olarak ben mesela CHP’nin komisyonda olmasını, Suriye'deki durum gibi ve özellikle teröristlerin gelecekteki statüleri konusuna masaya gelecek öneriler konusunda kamuoyunu bilgilendirmesini isterim.

Son cümle:

Terör belasından kurtulmak adına bir fırsat yakaladığımızı düşünüyoruz ama bir taraftan da ''Dağ fare doğurmasın'' da diyoruz haklı olarak.