istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Havai Fişek Değil Bomba
Yazarlar // 18 Haziran 2025 Çarşamba 20:35

Ragıp GÖKER

Gazeteci Sedat Kaya, ''İnsanlığın ölüm resitali'' manşetiyle sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ''Burası Lübnan.

Işıklar altında bir gece kulübü. Masalarda şampanya, fonda caz…

Ama o saksafon sesi, Tel Aviv’den fırlayan füzelere eşlik ediyor.

Yerde kutlama, gökyüzünde ölüm var.

Az sonra ölecek olan çocuklar, kadınlar, sivillerin isimleri henüz bilinmiyor.

Ama bu masalarda oturanların umurunda değil.

Tek düşünceleri reel videolar çekmek.

Herkes telefonunun flaşlarını açmış.

Ama insanlık, bir kez daha kulaklarını kapatmış.

Ölüm artık sadece bir haber değil, bir arka plan fon müziği.'' şeklinde kullandığı ifadeler, çağımızda insanlığın içine düşürüldüğü durumu en iyi anlatan ifadeler olmuş.

Sahi biz, yani insanlık neden böyle olduk.

İnsanların üzerine ölüm kusan bombalar yağarken, nasıl oluyor da bu kadar umarsız olabiliyoruz.

Sanırsın havai fişek atılıyor.

Oysa o parıltıların her biri bir kaç dakika sonra düşeceği Tarhan'da, ya da Tel Aviv'de masum insanlara ölüm getirecek.

Neden böyleyiz!

Yaşamını gök bilimine adamış Car Sagan, Voyager uzay aracı tarafından 6 milyar kilometre uzaktan çekilmiş dünyamızın görüntüsünü soluk mavi bir noktaya benzetmişti.

Ki;

Sahiden de galaksimiz içinde küçük, soluk bir noktadan ibaret dünyamız.

Dünyamızın soluk mavi bir nokta olarak göründüğü dünyamızın bulundu Samanyolu galaksisi, evrendeki tek galaksi de değil üstelik.

Carl Sagan, "Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her âşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde - bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.'' diye tarif ediyor dünyamızı.

Dünya gerçekten evrende bir toz zerresinden ibaret.

Bunun için mi dökülen bunca kan.

Bunca gözyaşı.

Kendimizi, güçlü zanneden zavallılarız oysa.

Evrendeki bir toz zerresinden ibaret dünyamızda, bir karış daha fazla toprağa sahip olabilmek için öldürüyoruz bir birimizi.

Birilerimiz ölüyor.

Birilerimiz de, ömür boyu bedeninde taşıyacağı izlerle yaşamak zorunda kalıyor.

Be biz.

Yani İnsanlık.

Tarifsiz acılar içinde kıvranarak, bu görüntülerin son bulması adına bir şeyler yapmamız gerekirken, ya da en azından bunu dilemek varken, umarsızca eğlenebiliyoruz.

Ne yaman bir çelişki.