istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Çocuk İşçiler
Yazarlar // 13 Haziran 2025 Cuma 14:29

Ragıp GÖKER

Dün günlerden 12 Haziran'dı.
12 Haziran, Dünya Çocuk işçiliğiyle Mücadele Günü olarak bilinir.
Bu konuda yapılan araştırmalar, 15-17 yaş aralığında çocukların yüzde 24,9’unun işçi konumunda olduğunu gösteriyor.
Araştırmalara göre, 2024’te kayıtlı toplam çocuk işçi sayısı bir milyon 474 bine ulaşmış.
Kayıt dışı çalıştırılan çocuklar da dikkate alındığında çocuk işçi sayısının 3.5 milyona yaklaştığı belirtiliyor.
Bu arada Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) tarafından halkımızı, çocukların eğitim hakkından yoksun kalmamaları ve nitelikli eğitime erişmeleri için başlatılan eğitime destek projelerine bağışlarıyla katkıda bulunulmaya çağırdı.
ÇYDD Samsun Şube Başkanı Yaşar Sezen, bağışlarıyla eğitime destek verecek olanların, küçük yaşta çalışmak zorunda olan çocukların eğitim alma şanslarının artabileceklerini söyledi.
Önemli bir çağrı!
Bu sese kulak verin bence.
Çocuk işçilerle ilgili araştırmadaki bir veri dikkatinizi çekmiş olmalı.
Veri, 15-17  yaş aralığındaki çocuk içi oranını yüzde 24,9 olduğunu belgeliyor.
Bu da şu anlama geliyor:
Her dört çocuktan biri, eğitim almak yerine çalışmak zorunda kalıyor.
Hala devam ediyor mu bilmem ancak, Güneş gazetesinde çalıştığım yıllarda yani 35 yıl öncesi Bafra'da kiralık işçi çocukları olduğuna dair bir haber yapmıştım.
Haber, Bafra’nın yüksek kesimlerindeki köylerde yaşayan bazı aileler, tütün ekim ve kırım sezonu başladığında, çocuklarını tarlalarda çalıştırmak üzere tütün tarımı yapılan ovadaki köylere 'kiralık işçi çocuk’ olarak gönderdiklerini anlatıyordu.
Küçük yaştaki bu çocuklar, yaz ayları boyunca hiç tanımadıkları bir ailenin yanında yaşamak durumunda kalıyorlardı yani.
Aradan 35 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen, haberi yazarken, gözlerimin dolduğunu, boğazımın düğümlendiğini hatırlıyorum.
O çocukları, kendi çocukluğumla karşılaştırdım ki; her köylü çocuğu gibi çocukluğunu tütün tarlalarında fide atarak, ya da derelerden su taşıyarak geçirmiş biriyim.
Ama ben hep kendi tarlamızda çalıştım ve daima ailemin yanındaydım.
Çelik-çomak oynayacağı bir yaşta, bir çocuğun çalıştırılmak üzere uzaktaki bir ailenin yanına kiraya vermekte nedir.
Rezil bir yoksulluğun ürünüydü elbette bu durum.
Günümüzde çocuklarını zanaat öğrenmesi amacıyla yaz tatilleri boyunca sanayide çalışmaya gönderenler de var elbette.
Ki;
O durum bile tatillerini arkadaşlarıyla türlü oyunlarla geçirmek yerine sanayide çıraklık yaparak geçiren çocukların ruh hallerini de ne gibi etkiler yaratmıştır kim bilir!
Zira köyden kente göçtüğümüz 1969 yılında Hançerli Mahallesindeki İbrahim ustanın kaporta atölyesinde çırak olarak işe verilmiş bir çocuk olarak, çocuk işçilerin ruh halini çok iyi anladığımı düşünüyorum ancak, çocukluk çağında yaz kış demeden sanayide çalışmak zorunda kalanları ise anlamakta çok zorlanıyorum.
Türkiye'de bir dönem, sanayiye nitelikli eleman yetiştirmenin yegane yolunun ailelerin çocuklarını sanayiye çırak olarak vermelerinden geçtiğine inanılıyordu.
Ama günümüzde sanayimize nitelikli eleman yetiştirilmesi amacıyla ülkemizin dört bir yanında kurulmuş endüstri meslek liselerimiz var.
O görev meslek liselerinin artık.
Şu gerçeği unutmayalım hiçbir zaman.
Üst üste iki dünya savaşında yenilerek çıkmış ve bütün şehirleri harabeye dönüşmüş Almanya, meslek liselerinde yetiştirdiği nitelikle elemanlarla gerçekleştirdi kalkınmasını.
Eğitim şart yani.