Özgür Özel'in Genel Başkan seçildiği CHP'nin 38. Kurultayının 'Mutlak Butlan (Hiç gerçekleşmemiş hal)' talebiyle Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın dünkü duruşmasında davanın 8 Eylül'de görüşülmesiyle ilgili ara karar verildi.
Bu da şu anlama geliyor:
Türkiye işi gücü bırakacak, yoksulluk ve yolsuzlukları unutarak, 70 gün kadar daha CHP kurultayını konuşacak.
Daha doğrusu, CHP'nin başındayken 13 seçim kaybetmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun koltuk hırsını tartışacak.
Yüzde 40 oy oranına ulaştığını gösteren anketlerde CHP'nin iktidara yürüdüğü iddia edilirken, bir gurup CHP'li, iktidar yürüyüşünü engelleyebilecek bir sonucu doğurma riskine rağmen, kurultaya şaibe karıştığı iddiasıyla dava açarak partilerinin kamu oyu önünde tartışılmasına neden oluyorlar.
İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 13 belediye başkanın tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyonların haklılığını anlatmakta zorlanan iktidarın kamuoyu önünde zor duruma düştüğü ileri sürülürken, Kılıçdaroğlu ve avenesinin yaptıkları anlaşılır bir şey değil.
CHP'liler bu durumu ''Akıl tutulması'' olarak adlandırsalar, sanırım haksız sayılmazlar.
CHP'nin özellikle iktidara yakın basın yayın organlarında tartışılmasına neden olan davayı, Kemal Kılıçdaroğlu açmadı elbette.
Ve fakat.
Suskunluğu, bu süreci onayladığı anlamına gelir ki; özellikle de, kendisinden süreci kınayan açıklama bekleyen CHP'lilere, ''13 yıldır başınızdaydım. Benden size ne zarar gelir'' diyerek söyledikleri, CHP'deki o koltuğa mahkeme kararıyla gelmeyi çok istediğini gösteriyor.
KILIÇDAROĞLU SİYASİ HAYAL KIRIKLIĞIMDIR
Gazeteci olarak 1977 yılındaki seçimlerden bu yana yapılan bütün yerel ve genel seçimleri yakından takip ederim.
Bu süreçte Rahmetli Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan Erbakan, Alpaslan Türkeş, Turgut Özal, Erdal İnönü, Murat Karayalçın, Mesut Yılmaz, Deniz Baykal, Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu ve son olarak da Özgür Özel'i meydan mitinglerini yazdım.
Rahmetli Demirel, Ecevit, Özal ve Yılmaz'ın bölgemizdeki seçim gezilerini yakından takip edip yorumlama şansım da oldu.
Özellikle Demirel, Ecevit, Özal, İnönü ve Mesut Yılmaz’ın, kitleler üzerinde çok etkili olduklarını gördüm.
Ne yalan söyleyeyim, Ecevit’in 'Bir Bölen' suçlamalarına muhatap olduğu CHP’den ayrılıp, DSP’yı kurmasıyla başlayan süreçte, birleşme çağrılarına kulak tıkaması dışında beni şaşırtan bir durum olmadığı gibi eski liderlerin hiç biri beni hiç yanıltmadılar.
Kitleler üzerindeki etkisiyle son yıllarda beni etkileyen bir başka lider de Recep Tayyip Erdoğan olurken, Özgür Özel ise kendisinden beklenmeyen performansla partisini birinci parti konumuna taşıyarak beni etkilerken, bir o kadar da şaşırtan lider olmuştur.
Ve fakat.
Son yıllarda üç siyasetçin ise beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemek isterim.
Biri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir ki; Bahçeli’nin, 11 yıl öncesine kadar, Cumhurbaşkanı olamayacağını söylediği Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmesi için desteğini açıklamakla yetinmeyip, 50+1 düzenlemesini sağlayan, son olarak da Terörsüz Türkiye açılımıyla, anayasadaki 2 yıl üst üste seçilme kuralını göz ardı edercesine bir kez daha seçilmesinin doğal bir tercih olacağı söylemesine çok şaşırmıştım.
Hangi Bahçeli'yi dikkate almalıyım.
Ecevit'le hükümet kuran Bahçeli'yi mi?
''Cumhurbaşkanı olamaz'' demesine rağmen, Erdoğan için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin mimarı olan Bahçeli'yi mi dikkate almalıyım bilemedim.
Diğer hayal kırıklıklarımın biri, İYİ Parti'yi kurarken Samsun'da yaptığı konuşmasını ''Meral Abla formülü'' tutar diye yazdığım Meral Akşener'in masadan kalkarak, Millet İttifakı'nı dağıtan Meral Akşener’dir.
Bir diğeri de, seçilmesiyle bana bu topraklardaki 500 yıllık çarpık bir anlayışın son bulacağını düşündüren ama kaybedilmesi, kazanılmasından daha zor olan seçimi kaybederek, beni şaşırtması yetmezmiş gibi, kaybettiği kurultayın şaibeli olduğu algısını yayarak, Özgür Özel’e kaptırdığı koltuğa mahkeme kararıyla yeniden oturmak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Biz şimdi, İki gün sonra açıklanacak TÜİK verileriyle 14 bin 469 lirayla geçinmek zorunda kalan emeklilerin maaşına yapılacak zam oranının ne olacağını merak etmek yerine, 70 gün boyunca CHP'nin mutlak butlan davasının nasıl sonuçlanacağını, Kılıçdaroğlu'nun kurultayda kaybettiği koltuğuna mahkeme kararıyla dönüm, dönemeyeceğini konuşacağız.
Olacak şey mi bu!