CHP’nin kongreler sürecinde, Atakum İlçesinde Cumhuriyet Mahallesi delegelerinin belirlendiği seçim sırasındaki yumruklu kavga için şaşıranları görüyorum.
Ben de buna şaşırıyorum.
Ki;
CHP’deki sağlıksız üye yapısının buna neden olacağı belliydi.
Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’dan belli gibi bir duruma neden şaşırılır onu anlamıyorum.
Atakum’daki kavgaya karışanlar arasında beyaz tişörtlü, siyah pantolonlu ve de kollarında sağ siyasetin sembollerinden dövmeler bulunduğu iddia edilen kişilerin olduğunu duyunca, ‘’O kavga neden çıktı ki?’’ diye sormanın anlamsız olduğunu düşünüyorum.
Neden böyle düşündüğümü sorarsanız, onu da söyleyeyim:
Samsun’daki CHP’li üyelerin tümünün yenilenmesine dair görüşlerimin yer aldığı
19 Ağustos günkü ‘’Siyaset kabadayıların işi değil‘’ başlıklı yazımı eleştiren bazı Atakumlular, kollarındaki dövmeler, o kişilerin parti üyesi olmadıkları anlamına gelmeyeceğini söylemişlerdi.
Daha net söyleyeyim:
Atakumlu üye Ayhan Abdik’in yoğun bakıma kaldırılacak kadar dövülmesine sebep olanlar parti üyesiymiş.
Doğrudur.
Partiye üye yazılmışlardır elbette.
Ve fakat.
Partili midirler?
Emin değilim.
19 Ağustos’taki yazımda, CHP’ye üye yazılan bazı kişilerin, CHP’ye oy vermediklerini yazmıştım.
Bu iddiamı destekleyen bir ayrıntıdan söz edeydim dilerseniz.
CHP’yi Türkiye genelinde birinci parti konumuna taşıyan 31 Mart seçimlerin yapıldığı gün, Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü, Samsun’un merkezindeki bir okuldaki sandık sonucunu öğrenmek için aradığı sandık görevlisinin, ‘’Beni niye arıyorsunuz kardeşim, ben AK Parti’liyim. Beni kim CHP’ye sandık görevlisi yazdırdı?’’ diye yanıt alınca şaşırdığını söylemişti.
Öncü’nün bu duruma şaşırması normaldi elbette ama CHP’deki üye yapısının sağlıklı olmadığını öteden beri iddia eden benim için böylesi bir durum hiç de sürpriz değildi.
‘’Spesifik bir durum, CHP’deki üye yapısının tümden gözden geçirilmesini sağlayacak bir durumdan söz edilemez’’ diye düşünenler olabilir.
Tek örnek bu değil elbette.
Yine 31 Mart seçiminden bir örnek vereyim.
Vezirköprü taraflarındaki bir Alevi köyündeki sandık tutanağında CHP’ye ‘0’ yazılması gibi bir duruma ne dersiniz?
Sandığa atılan oylar kıymetlidir elbette.
Ve fakat.
Tutanaklara doğru yazılmadığı sürece hiçbir anlamı olmaz.
Rahmetli Şefim İsmail Başaran, ‘’Sandığa atılana değil, sandıktan çıkana bakmak lazım’’ derdi.
CHP, Samsun’da sandıklara sahip çıkacak yapıyı bir türlü oluşturmadı.
Bu üye yapısıyla, bunu oluşturacak gibi de görüntü vermiyor.
CHP’nin bu yapıyla gireceği Samsun’daki ilk seçimde hüsrana uğrarsa, bu duruma şaşıracaklar olacaktır elbette ancak, ben yine ‘’Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’dan belliydi’’diyeceğim zira aynı şeyleri tekrar ederek, doğru sonuç alınamayacağı da bilinen bir gerçektir.