Bu Ne Cüret

Bütün Türkiye nefesini tuttu,

İmamoğlu’nun mazbata törenini izliyor.

Gazeteci olarak, 1977 yılındaki genel seçimlerden bu yana yapılan tüm seçimleri izledim.

Demokrat Partililer, 1946 yılında yapılan seçimi çok eleştirmişlerdi, ki haklıdırlar, oy sandığa atılırken kimsenin tesiri altında kalınmamalı, yani oy gizli atılmalı, buna karşın tasnif halkın huzurunda yapılmalı.

Demokrasi geleneğimiz yeni bizim.

Ama 1950 yılından bu yana gizli oy, açık tasnif yöntemiyle yaptığımız seçimlerde halkın iradesi sandığa yansıyarak, yöneticilerimize ya ‘’devam’’, ya ‘’tamam’’ diyebilmişiz.

Yerel yöneticileri de böyle seçiyoruz.

Belediyelere başkan ve meclis üyelerini ve hatta mahallemize muhtarı da seçimle iş başına getiriyoruz.

Seçimin güvenliğini sağlamak için de Yüksek Seçim Kurulu adı altında bir kurum oluşturmuşuz.

Seçimlerimiz yargı denetiminde olsun ama bu kurula hiçbir şekilde siyasi baskı yapılmasın diye yasal düzenlemeler getirmişiz.

YYSK partilere ve adaylara, sonuçlara itiraz edebilme hakkı tanımış.

Ama itirazların da yasal dayanağı olması gerekir.

Sudan sebeplerle seçim iptali istenmemeli.

İstanbul’da seçim sürecinde yaşananların, demokrasimize gölge düşürmesinden korkarım.

31 Mart akşamından bu yana, seçimle ilgili tartışma sürüyor.

İstanbul Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’na mazbatasının bu kadar geç verilmesi tepkilere neden oldu.

Bu konuda hukukçuların bile ikiye bölündüğünü görüyoruz.

İstanbul seçimi üzerinden başlayan tartışma  Samsun’a da sıçradı.

Samsun Barosu Başkanı Av. Kerami Gürbüz, sosyal medyadan yaptığı paylaşımında, İmamoğlu’na mazbatasının verilmesini istemiş.

Buna karşın, H.HALK Gazetesine açıklamada bulunan AK Parti’nin hukukçu İl Başkanı Ersan Aksu, ‘’Baro Başkanı bu cüreti nereden alıyor’’ demiş.

Kerami Gürbüz’ü yaklaşık 30 yıldan bu yana tanırım.

Kimi zaman dünya görüşümüzün uyuşmadığını düşünsem bile Kerami Beyin bugüne kadar, hukuka ters gelen hiçbir açıklamasını görmedim ve işitmedim.

Samsun’un hukukçuları da bu özelliği nedeniyle olsa gerek, iki dönemdir O’nu Baro Başkanı seçiyor.

İnancım odur ki; Kerami Gürbüz’ün, o açıklamayı yaparken dayanağı evrensel hukuktur.

Kendisi de avukat olan AK Parti İl Başkanı Ersan Aksu’nun ise, mesleğini sürdürebilmek için bağlı bulunduğu kurumun başkanına ‘’Bu ne cüret?’’ diye sorarken, tek dayanağı iktidar partisinin il başkanı kartvizitini taşıması olsa gerek.