Liyakat veya Sadakat

Yener Cabbar, Cumhuriyet Meydanı'ndaki kavşak düzenlemesini eleştirdiği ''KOCA GÖBEK'' başlıklı yazısını sosyal medyada, ''Cumhuriyet Meydanı’na akıllı kavşak yaptı olmadı şimdi de yıkıyor ya; ‘sade vatandaş bile bu olmadı, olmaz’ demişti zaten. Şimdi soru şu; belediyede o kadar teknik eleman, ithal siyasi kadrolar var. Onlar ne iş yapar.'' notuyla paylaşmış.

Belediyede çok sayıda bürokratın görev yaptığını biliyoruz.

Bazıları ısmarlamayla oradan, buradan, şuradan getirildiler.

Belediyede 'bankamatik memurları' da vardır belki ama üst düzey bürokratlar için ''Çalışmıyorlar'' da diyemeyiz.

Bir işin ucundan tutuyor olmalılar.

Ve fakat.

Cumhuriyet meydanındaki göbeğin yapılıp bozulacağı önceden belliydi aslında. Yapılıp bozulacağı belli olan o proje için karar alınırken veya en azından plan aşamasında bürokratlar tarafından bir itiraz yapılmış mıdır?

Sanmam.

İtiraz edebilecek bürokratların bazılarına ''Sen artık emekli ol'' denilirken...

Bazılarının görev yerleri de değiştirilip, kararlarda etkili olamayacakları makamlara gönderildiler.

Yerlerine de ''Evet efendim, sepet efendim'' diyecek olanlar getirildi.

Çoğu yöneticiler ve de özellikle siyasetçiler, kendilerine tavsiye verilmesini sevmezler.

Kendilerine akıl verebileceklerden uzak dururlar.

Bu nedenle çevrelerinde fikirlerini kayıtsız şartsız kabul edecek olanların bulunmasını isterler.

Kadrolarını da genellikle böyle oluştururlar.

Kadrolar oluşturulurken, liyakat gereği unutuldu.

Bürokraside kadrolar oluşturulurken, sadakat özelliği ön planda tutuldu.

Biliyorsunuz hafta sonunda meydana gelen iki trafik kazasında aralarında sağlık personeli, itfaiyeci ve iki meslektaşımızın da bulunduğu 36 vatandaşımız yaşamını yitirdi.

Kazalardan biri otoyolda meydana gelmiş ama diğeri şehir merkezinde gerçekleşmiş.

''Şehir merkezinde tırın ne işi var?'' diye soracağım ama ülkemdeki şehirlerin tamamına yakınında çevre yolu yok.

Samsun'da var ama!

Ve fakat.

Varlığıyla yokluğu tartışılır.

Planlanan şekli aslında Canik sırtlarından geçerek, Tekkeköy kavşağında Samsun-Ordu yolu ile birleşecek şekildeydi.

Ya nasıl yapıldı?

Canik'in önüne dikilen o ucubeyle birlikte Kirazlığa kadar indi-çıktı şekliyle yapıldı.

Samsun Doğu Çevreyolu, günümüzde Karayolları Genel Müdürü olan  Abdülkadir Uraloğlu'nun  Karayolları 7. Bölge Müdürü olduğu dönemde yapılmıştı.

Genel Müdür olmadan önce İzmir 2. Bölge Müdürüyken,  ''Samsun çevreyolu, Tekkeköy'den çıkacak şekilde planlanmış, neden planlanan şekliyle değil de, neden bu şekilde yapıldı?'' diye sormuştuk.

Aldığımız cevap, ''Planlanan şekli daha pahalı olacaktı, daha ucuz olan yöntemi uyguladık'' şeklinde olmuştu.

Eminim ki, Uraloğlu da yolun bu şekliyle yapılmasını doğru bulmuyor olmalı.

Uraloğlu, projenin tadil edilmesine itiraz etti mi bilmiyorum ama sonuç itibariyle Bakanlık ne derse, onun olacağını da hepimiz biliriz.

Sahi o yol yapılırken Bakan kimdi ?

Başka sorum yok..