Samsun Büyükşehir Meclisinde, bazı vakıf, dernek ve kuruluşlarla işbirliği protokolü imzalamak, taşınmazları bedelli veya bedelsiz olarak devretmek, tahsis etmek veya kiraya vermek gibi konularda Büyükşehir Belediye Başkanına yetki verilmesini içeren teklif, tartışmalara neden olmuş.
CHP’li üye Hasan İpek, ‘’Bu yetki neden isteniyor?’’ diye sormuş haklı olarak.
Belediye başkanları, projelerini uygulamak adına belediye meclisleri gibi her konunun enine boyuna incelendiği oturumlarda zaman kaybetmek istemeyebilirler.
Başkanların zamanı doğru kullanmak istemelerini anlayabilirim.
Ve fakat.
Meclislerin işlevini yok edecek tüm yetkilerin kendilerine toplanmasını istemek gibi taleplerini anlakta ise zorlanırım.
Kaldı ki;
Bazı vakıf, dernek ve kuruluşlarla işbirliği protokolü imzalamak, taşınmazları bedelli veya bedelsiz olarak devretmek, tahsis etmek veya kiraya vermek gibi konularda yetki devriyle meclisi devre dışı bırakma girişimleri, gelecekte telafisi imkansız durumları oluşturması bakımından Başkan Halit Doğan’ın da isteyeceği bir şey olmaz diye düşünüyorum.
Diyelim ki;
Başkan Halit Doğan, dikkatli davrandı ve hiç hata yapmadı.
Ve fakat.
Yetki devri, Doğan’dan sonraki başkanlarda o yetkileri isteyebilirler ve hata yapabilirler pekala.
Sahi;
Yetki devrini Başkan Doğan mı istedi bilemedim.
Zira Başkan’ın meclisten kaçıracağı ne gibi bir düşüncesi olabilir.
Bazı vakıf dernek ve kuruluşlarla işbirlikleri konusu mesela neden istenir?
Yetki devri, Başkan’ın tasarrufu dışında AK Parti Gurubunun bir talebi olabilir mi acaba.
Ki;
Mesela Yusuf Ziya Yılmaz döneminde TÜGVA gibi vakıflarla gerçekleştirilen işbirlikleri konusunda, Sayıştay tarafından zamanın meclis üyelerine zimmet çıkarılmıştı.
AK Parti gurubu, geçmişte yaşandığı gibi bir durumu yaşamak istememiş olabilir
Samsun halkını doğrudan ilgilendirebilecek konuların ve projelerin mecliste enine boyuna tartışılması neden istenmez acaba!
Bunu anlamakta zorlanıyorum.
Anlayacağımı da sanmıyorum.
Bu arada Büyükşehir Belediyesi, Batı Park sahilinde 70 dönümlük alanda toprak dolgu yapacakmış.
Batı Park zaten, tıpkı Doğu Park gibi dolgu alanlarıdır ki; fuar alanı olarak bilinen ve Fener’den itibaren, Atatürk bulvarının deniz tarafında kalan Belediyeevleri mevkiine kadar olan bölüm de dolgu alanıdır.
Benim yaşım yetmedi ama yaşı 70’in üzerindeki Samsunlular, günümüzde Bölge İdare Mahkeme olarak kullanılan Eski Valilik binasının duvarlarına deniz dalgalarının vurduğunu söylerler.
Denizin doldurulması neden istenir anlamakta zorlanıyorum aslında.
Zamanın Samsun Belediye Başkanı Kemal Vehbi Gül, Doğu ve Batı park alanlarını doldururken, bu konudaki eleştirilere karşın, ‘’Vatan topraklarına, toprak katıyorum’’ derdi.
Ve fakat.
İller Bankası Bölge Müdürüyken siyasete atılan Rahmetli Muzaffer Önder ise deniz doldurularak kazanılan alanları tehlikeli uygulamalar olarak görürdü.
Rahmetli Başkan, ‘’Deniz kendisinden alınanı, bir gün mutlaka geri ister ve alır’’ derdi.
Dereköy Balıkçı Barınağı ve Marina gibi uygulamaların, Atakum sahilinde neden olduğu kıyı oyulmaları, Rahmetli Muzaffer Önder’i haklı çıkaran sonuçlar olmuştu.
Batı Park’ta 70 dönümlük ek alanda denizin doldurulmasıyla vatan topraklarına, toprak kazandırılması gibi bir uygulama günümüz Büyükşehir yönetimini de cezp etmiş olabilir ama denizin kendisinden alınanı geri isteyeceği gibi bir gerçeğin unutulmaması gerektiğini ben buradan bir kez daha hatırlatmış olayım.