Asgari Ücret ve Milli Gelirden Payımıza Düşen
Yazarlar // 25 Aralık 2025 Perşembe 13:43

Ragıp GÖKER

Asgari ücret 2026 için aylık net 28.075 TL olarak açıklandı.

Asgari ücret yine açlık sınırının altında kaldı

Cumhurbaşkanı'nın müdahale etmez ve açıklanan ücret değişmez ve yıl içinde de ikinci bir düzenlemeyle artmaz ise bir asgari ücretli gelecek yıl aylık 28 bin 75 lira ile geçinmek zorunda kalacak.

Açıklanan bu rakamla asgari ücretlinin yıllık geliri de yaklaşık 337 bin lira dolaylarında olacak.

Asgari ücrette görece bir artış var ki; artış yüzde 26,44 düzeyinde gerçekleşmiş.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında ne demişti hatırlayalım:
“Asgari ücreti öngörülen enflasyona göre düzenliyoruz ”

Gerçekte enflasyon ne kadar olacak bilemem ama Şimşek’e göre gelecek yıl enflasyon yüzde 25 dolayında olacak.

Ya da öyle açıklanacak.

Bu durumda emekli maaşlarına yapılacak zam da, 2025 yılı enflasyonunun son altı aylık ortalamasına göre yapılacağı için emekli maaşlarına yapılacak zam oranını da tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu hesaba göre, 19-20 Lira bandında olacağını iddia edenler de var ancak, en düşük emekli maaşının 16 bin 500 ile17 bin lira dolayında olma ihtimali çok yüksek.

Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir açıklamasından yola çıkarak, milli gelirden kişi başına düşen pay, 2025 yılında 17 bin dolara ulaşmış bulunuyor.

Bugünkü kur üzerinden hesaplandığında yaklaşık 728 bin lira.

Bu rakam yıllık elbette!

Teoride her bir vatandaşımıza düşen pay bu kadar yani!

Gerçekte öyle mi?

Bir asgari ücretli, yıl boyunca eline geçenle, payına düşmesi gereken arasında dev bir uçurum var.

Asgari ücretlinin eline geçen para, milli gelirden payına düşmesi gerekenden yaklaşık 400 bin lira daha az.

Benim gibi emekli maaşı 25 bin TL civarında olanlar da yıllık 300 bin TL ile yetiniyor.

Yani milli gelirden payımıza düşenden 428 bin TL kadar geride kalıyoruz.

Eşi çalışmayan, evine tek maaş giren bir hane düşünün: Yıllık kayıp 1 milyon TL'yi aşabiliyor.

16 bin 668 liralık en düşük emekli aylığı alanları hiç hesaba katmıyorum bile...

Bu tabloyu görünce insan soruyor:
Milli gelir büyüyor da, bu büyüme milyonların cebine neden yansımıyor?

Milli gelirden kişi başına düşen payın 3-4 bin dolar seviyelerinden 17 bin dolara çıkmasını görmek elbette gurur verici.

Misak-ı Milli sınırları içinde aynı havayı soluduğumuz yurttaşlarımızın zenginleşmesini kim istemez ki?

Ama bu zenginleşme, maalesef tabana değil, tepedeki mutlu azınlığa yarıyor gibi bir görüntü veriyor.

Ülke büyüyor.

İhracat rekorları kırılıyor.

Yatırımlar artıyor.

Doğrudur. Bunlar sevindirici gelişmeler elbette. Ancak gelir dağılımındaki adaletsizlik her geçen gün derinleşiyor.

Gini katsayısı hâlâ yüksek seviyelerde; zengin daha zengin olurken, asgari ücretli ve emekli enflasyon karşısında eriyor.

Büyümenin meyveleri, sermaye sahiplerine, yüksek gelir gruplarına akıyor; ücretliler ise yerinde sayıyor.

Hatta geriye gidiyor.

Deme o ki; bu milli gelir artışı, 25 milyon civarındaki asgari ücretlinin yanı sıra, emekli ile dar ve sabit gelirliyi mutlu etmedi. Onlar için hayat pahalılığı devam ediyor, geçim derdi bitmiyor.

Büyüme, sadece mutlu bir azınlık yaratmış görünüyor.

Ekonomi yönetiminden beklentimiz şudur:
Ücret politikaları, sosyal transferler ve vergi düzenlemeleriyle bu dengesizliği gidermek.Aksi takdirde, kişi başına 20 bin dolar olsa ne fayda! Büyüme rakamı yine mutlu azınlığın işine yarayacaksa, bu durum geniş kitleler için hiçbir anlam ifade etmeyecektir.

(Gini katsayısı, kişisel gelir dağılımını ölçmek için yaygın olarak kullanılan bir dağılım ölçüsüdür)