Samsun'u Sal'layan Gençler

Yazarlar // 15 Haziran 2016 Çarşamba 00:00

Ragıp GÖKER

Mithatpaşa’da henüz ortaokul öğrencisiyken Kolejli gençlere imrendiğimi ve hatta onları kıskandığımı hatırlıyorum.
Ben 50 yıl önce Kolejli olamadım ama yıllar sonra oğlum Doğuşcan Samsun Anadolu Lisesini (SAL), yani koleji kazandığında çocuklar gibi şen olmuştum.
Oğlum şimdi üniversite eğitimini bile tamamladı ama Samsun Anadolu Lisesi bizim için hep özel kaldı.
SAL’ı hep sıra dışı bir okul olarak gördüm.
O nedenle SAL’lı gençlerin düzene başkaldırı biçimindeki o bildirili eylemini de alkışladım.
Bazılarına yanlış gelse de SAL’lı gençlerin yönetime isyanını Samsun da alkışlamalıdır.
Okul yönetiminin her yaptığı doğru olamaz.
Bu durum bazı öğrencilere de doğru gelmemiş.
Ve bunu bir bildiriyle kamuoyuna duyurmuşlar.
Gençlerin bu eylemini provokasyon olarak değerlendirenlerin olması da normal, çünkü biz yöneticilerin her dediğini ve her yaptığını Ulü’l emre itaat gibi görmüşüz.
Oysa ulü’l emre itaat Allah’a ve peygamberine itaatle sınırlıdır.
SAL’lı gençler, okul yönetiminin icraatını beğenmemiş ve bu durumdan bir bildiriyle bizlerin de haberdar olmalarını sağlamışlar.
Bildiri kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı.
Milli Eğitim durumu incelemek üzere hemen bir müfettiş göndermiş.
Bildiğim kadarıyla bir soruşturma başlatıldı ama doğrusunu isterseniz ben o soruşturmanın sonucunda ne çıkacağını hiç merak etmiyorum.
Zira İlçe Milli Eğitim Müdürü, soruşturmanın sonucunu beklemeden o gençleri suçlu ilan etti bile.
Bizi, yöneticilerimizin her yaptıklarının ve söylediklerinin doğru olduğuna inandırmaya çalışıyorlar.
Ve bunu yapmaya, gençlerimiz henüz eğitim çağındayken başlıyorlar.
12 Eylül’ün faşist cuntacıları liselerden felsefe, sosyoloji ve mantık derslerini kaldırmışlardı.
Şimdiki yönetim de temel eğitimi dini temele dayandırmak istiyor.
Milli eğitime bağlı birçok okul İmam hatip okulu oluyor.
Sırada 23 Nisan var.
Gücü yeten aileler, çocuklarını özel okullara taşıyor.
Fakir fukaranın çocukları istemeseler de eğitimini İmam Hatip okullarında tamamlamak zorunda kalıyor.
Gençlerimiz sorgulamasın ve her söylenene itiraz etmeden uysun isteniyor.
Oysa Mustafa Kemal Bursa’da yaptığı bir konuşmada ‘’Öğretmenler, cumhuriyet sizden, fikri hür, vidanı hür, irfanı hür nesiller ister’’ demişti.
Fikri hür…
Vicdanı hür...
Ve irfanı hür nesil istiyor muyuz gerçekten.
Ben gençlerimizin fikri ve vicdanı hür olmasını isterim.
Zira muasır medeniyet seviyesine ancak böyle ulaşacağınıza inanıyorum.
SAL’lı gençler, okul yönetiminin yanlış buldukları uygulamalarını fikri ve vicdanı hür genç neslin temsilcileri olarak eleştirmişler.
Bundan korkmamalı, hatta geleceğimiz emin ellerde diye övünmeliyiz.