Kurtuluştan Kuruluşa

Dün 23 Nisan’dı.

Egemenliğin, yani halkın kendi kendini yönetme hakkının, bir aile veya topluluktan alınıp, halk tarafından seçilmişler aracılıyla yürütülmesini sağlayan, TBMM’nin kuruluşunun 99. yıldönümüydü.

TBMM, Cumhuriyetimizin kuruluşuna atılan ilk adımdı belki ama bu kararın alınması da hiç kolay olmamıştı.

Meclis’in açılmasından 1 yıl önce 15 Mayıs 1919’da, Yunan İzmir’e çıkmıştı.

Zırhlıları, topları, Hintlileri be dahi Anzak’larıyla Çanakkale’yi geçemeyen düşman, Padişah’ın Sevr gibi bir utanç belgesini imzalamak zorunda kalması nedeniyle ülkemin kalbi sayılan o zamanki başkenti İstanbul’u da  işgal etmişti.

Maraş ve Antep’i Fransız, Antalya ve çevresindeki toprakları ise İtalyan askerlerinin çizmeleri kirletiyordu.

Samsun’da da İngilizler vardı.

Onların şımartıp, kışkırttığı Rum çeteleri, Türk ve Müslüman halka zulmediyordu.

Bize vatan diye Anadolu’da küçük bir toprak parçası bırakılmıştı.

Türk Milleti bunu kabul edemezdi.

İşte tam o sırada bu milletin bağrından Mustafa Kemal adında bir kahraman çıkmış yurdumuzu düşman çizmelerinden temizlenmesi gerektiğini söylemişti.

Ve fakat.

Ordumuz dağıtılmıştı.

Ahmet Arif’in 33 Kurşun’da dediği gibi pusatsız ve duldasız kalmıştık.

Silahsız ve savunmasızdık yani.

Bu da yetmezmiş gibi, milletin elinde ve avucunda bir şey kalmamıştı.

Böyle bir ahvalde İstanbul’dan hareket eden Bandırma Vapuru, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Samsun’daki tütün iskelesinden Anadolu’ya çıkarırken, sonu önce TBMM’nin kuruluşuna, daha sonra da Cumhuriyetin ilanına gidecek o kutlu yolculuğu başlatmıştı.

33 gün sonra, o kutlu yürüyüşün başladığı 19 Mayıs’ın yüzüncü yılını kutlayacağız.

O günün şerefi Samsun’un.

Ne mutlu ki bize ‘’Samsunluyuz’’ diyebiliyoruz.

O günün önemini unutmayacağız.

Unutturmayacağız.

Sivil toplum kuruluşları, yüzüncü yılı olabildiğince görkemli şekilde kutlamak için hazırlık yapıyor.

Kamudan, yüzüncü yıla dair sadece logo adımı geldi ki, o da bir garip.

Logoda Atatürk yok.

Oysa yüzüncü yılda kullanılacak logoda en azından Onur Anıtı olmalıydı.

Onur Anıtı, Samsun’un ve 19 Mayıs’ın bir simgesi olduğu gibi, Ulu Önder’in Türk Milletine çizdiği yolu simgeliyor.

O hedef, muasır medeniyettir.

Cumhurbaşkanlığı makamının logodaki bu eksikliği, Samsun halkının da hassasiyetini dikkate alarak düzelteceğini ümit ediyorum.

Samsun halkı, kamudaki umursamazlığa rağmen, 19 Mayıs’ı olabildiğince görkemli kutlayacaktır.

Buna dair işaretlerini de görüyorum gerçekten.

Yüzüncü Yıl Platformu’nun öncülüğünde dün Tütün İskelesi’nden yola çıkan bir gurup Samsun’dan Ankara’ya kadar yürümeye başladı.

Tıpkı 51 yıl önce Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yaptığı gibi, 27 gün sürmesi beklenen 420 Km’lik yolculuk sürecinde çeşitli etkinliklerde yapılacak, mesela ilk mola yeri olan Mamurdağı’nda Samsunlu sanatçı Yaşar Gündem,  Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı sahneleyecek.

Platformun etkinliğinin bu yürüyüşle de sınırlı olmayacağını düşünmüyorum.

Kutlamalarla ilgili kamu yöneticileri tarafından herkesi tatmin edecek bir program açıklaması gelir ortaya konur mu bilmem ama Samsun halkı bayramını olabildiğince coşkuyla kutlayacaktır.