istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Doğanın Dengesini Bozma
Yazarlar // 2 Mayıs 2025 Cuma 22:31

Ragıp GÖKER

Dere yataklarının yapılaşmaya açılması haklı olarak çok eleştiriliyor biliyorsunuz.

Samsun Büyükşehir Belediyesi, eleştiriden kurtulmak için Samsun'da dere yatağını değiştirmiş.

Olacak iş değil ama!

Burası Samsun!

Ve Samsun, ''ben yaparım olur'' anlayışıyla kararların alındığı ve uygulandığı bir şehir olarak bilinir.

Samsun bu nedenle de çok zarar görmüş bir şehirdir.

Sel ve heyelan gibi felaketlerin önüne geçmek için dere yataklarını imara açmamak gerekiyor yani.

Ki;

Yağış miktarları da artınca oluşan su taşkınları sel gibi felaketlerini doğuruyor ve özellikle de dere yataklarındaki yapılarda can kayıplarına da neden oluyor.

Oysa yağmur suyu zarar vermez biliyorsunuz.

Yağmuru Allah'ın bir rahmeti olarak bilir ve inanırız.

Ve fakat.

Su taşkını, yani sel felaketi can ve mal kaybına neden olur.

Yaklaşık 12 yıl önce 13 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketindeki can ve mal kayıplarının neredeyse tamamı dere yataklarında kurulmuş yapılarda meydana gelmişti.

Önceki hafta araç içinde baba ve evlatlarının ölümüne neden olan heyelanın meydana geldiği o akaryakıt istasyonu ve yanındaki AVM'de dere yatağında kurulmuştu.

Ki,

12 yıl önceki o sel felaketinde, akaryakıt istasyonu ve AVM'in önünden geçen Samsun-Ordu karayolunda seyir halindeki bir araçta sele kapılmış, araçtaki üç kişi de boğularak yaşamını yitirmişti.

Dere yatağındaki o AVM ve akaryakıt istasyonu yaptırılırken dere yatağındaki vadi de tıraşlanmış.

Üzerine tonlarca kaya düşen istasyonun araç yıkama bölümü de, tıraşlanan dağ yamacının hemen dibinde konuşlandırılmış.

Doğanın dengesi bozulmuş yani.

.

SEL AŞIRI YAĞIŞTAN

YA HEYELAN NEDEN

Samsun'da 13 kişiyi aramızdan alan sel felaketi için iklim değişikliği ile birlikte yağış rejiminin de değişmesi ve dolayısıyla yağış miktarının artmasına bağlanmıştı.

Zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, yağış miktarı için ''Yüzyılın yağışı'' demişti.

Ki;

O AVM ve akaryakıt İstasyonu da Yusuf Ziya Yılmaz'ın Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde faaliyete geçmiş ve dolayısıyla işletmeler o dönemde ruhsatlandırılmıştı.

Büyükşehir Belediye Başkanları, ruhsatlandırma gibi işlemlere imza atmazlar.

Bunu herkes bilir.

Bu nedenle, baba ve kızlarının yaşamını yitirdiği heyelan nedeniyle o akaryakıt istasyonunun ruhsatında Yusuf Ziya Yılmaz'ın imzası yoktur.

Bu nedenle kendisi doğrudan suçlanamaz elbette.

Ve fakat.

Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, döneminde ruhsatlandırılmış bir yapıda hepimizi yasa boğan bir felaketin oluşmasına bağlı olarak üzüntülerini de belirten bir açıklamayı da belerdim açıkçası.


***

1 MAYIS


Dün 1 Mayıs’tı.

1 Mayıs, bütün dünyada bayram olarak kutlanır.

Kimi yerlerde kısıtlamalara rastlansa da, 1 Mayıs ülkemizde de ''EMEK VE DEYANIŞMA GÜNÜ''olarak kutlanır ve hükümet kararıyla resmi tatil günleri arasında yer alır.

Samsun’da, işçi ve emekçiler, 1 Mayıs’ı coşkuyla kutladı.

Beklendiği gibi katılım fazlaydı.

Polis de sıkı önlem almıştı.

Hata önlemi kimi yerlerde abartan görevliler de var.

Gazetenin köşesinde, yanında 15 dolayında memurla görevli bir komiser, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilmiş basın kartını göstermeme rağmen bariyerleri açıp bana yol vermedi.

Komiserin tavrı tamamen ''YASSAH HEMŞERİM'' turumuydu yani.

Miting alanlarına falan giderken basın kartımı da göstermem vatandaşlar gibi üstümü aratır öyle katılırım.

Dün de ''üstümü arayın geçeyim, korteje katılmayacağım, gazeteye gideceğim'' dedim ki, günlük köşe yazımı hazırlamak için gideceğim gazete binası bariyerin kurulduğu sokağın 15 metre kadar yakınındaydı.

Komiser bariyeri açtırmadı.

Oysa yanıma bir memur verip gazeteye kadar eşlik etmemi sağlayabilirdi.

Demem o ki;

Polisin korteji emniyete alması iyi bir şey elbette ama önlemleri de ’’geç kalan korteje katılmasın, katılım ne kadar az olursa iyi olur’’ anlayışını doğuracak türden uygulamalarla abartmamdan yamak lazım gelir diye düşünüyorum.

Her şeye rağmen,1 Mayıs, işçinin emekçinin bayramı kutlu olsu.