Yazarlar // 9 Temmuz 2025 Çarşamba 09:04
Ragıp GÖKER
Pazar günü, Pençe-Kilit Harekâtı bölgesindeki 852 Rakımlı Tepe'de bölücü terör örgütü mensuplarınca kullanıldığı bilinen bir mağaradaki arama tarama faaliyetinde, metan gazından etkilenen 19 Mehmetçik'ten 12'si şehit olmuştu.
Konuyu bu şekilde bir haber olarak duyurunca, vakayı adiyeden bir habermiş gibi anlaşılabilir.
Ve fakat.
Haber aslında, 12 kahraman vatan evladının yani 12 kınalı kuzunun ömürlerinin henüz başındayken toprağa düştüğünü anlatıyor.
Al bayrağa sarılı tabutlar içinde evlerine geri dönen şehit haberlerine o kadar alışmışız ki; bazılarımız için şehit haberleri, günün olağan akışından kabul ediliyor.
Oysa bir an için 12 evde yanan yürekleri düşündükçe tüylerimiz ürperiyor.
Kolay değil böyle bir haberi işitmek.
Bizim için bile zorken, o ateşin düştüğü evlerde, nasıl kabullenilir böyle bir haber.
O ateşin düştüğü evdeki ana ve babalar gibi biz de ''Vatan sağolsun'' diyeceğiz elbette.
Ve fakat.
O dayanılması güç acı yaşadığımız sürece yüreğimizde bir sızı olarak kalacaktır.
Haberin duyulduğu gün neden yazmadığımı düşünebilirsiniz doğal olarak.
Herkes gibi ben de şaşkındım.
Bir mağaradaki arama tarama sırasında 12 vatan evladının şehit düşmesini anlamlandıramadım.
Ki;
Nasıl olur böyle bir şey!
Terörle 40 yılı aşkındır mücadele eden bir ordu, nasıl olurda böyle bir durumda şehit verir diye düşündüm bende.
Bir çok kişi gibi ben de, olayın şaşkınlığıyla yanlamaya çalıştım.
Olay etraflıca araştırılacaktır.
İhmali ve kusuru olanlar varsa bulunacak ver gereği yapılacaktır elbette.
Ve fakat.
Ateş düştüğü yeri yakıyor.
12 kahramanımız.
12 Kınalı kuzu toprağa düştü sonuçta.
12 Ana ve 12 Baba, kabullenilmesi zor bir ölümün, hiç dinmeyecek yürek sızıyla bir ömrü yaşamak zorunda kalacaklar.
Ne büyük acı.
Başın sağolsun Türkiye.