limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri holiganbet holiganbet istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Seçim Sen Nelere Kadirsin
Yazarlar // 30 Ocak 2024 Salı 20:05

Ragıp GÖKER

Seçim Sen Nelere Kadirsin
Nüfus mübadelesinin 100. yıl dönümüneyiz.
Mübadiller, Samsun Mübadele derneğinin başlattığı bir uygulamayı geleneksel hale getirerek, son yıllarda 31 Mart günü denize karanfiller bırakarak o büyük acıyı anıyorlar.
''Büyük acı'' dedik.
Boşuna söylemedik.
Mübadiller, iki büyük göçü yaşadılar çünkü.
İlki, Osmanlı Devleti'nin iskan politikası olarak Balkanlar'a yerleştirilmiş olan Anadolu'daki yörüklerden ve kuzeyden gelen Kıpçak-Kuman boylarından oluşan Türk topluluklarının yaşadığı göç hareketidir.
İkincisi ise. büyük acılara ve katliamlara sahne olan ve 93 Harbi’nin ardından patlayan Balkan Savaşları ile daha da kitleselleşen Müslüman halkın göç hareketidir.
Ki;
Adına ''Mübadele'' denen ve Lozan Antlaşması'nın ek protokolü ile Türkiye-Yunanistan imzalanan antlaşmayla gerçekleşmiş nüfus mübadelesidir.
Mübadele, Yunanistan sınırları içindeki Türk nüfusu ile Anadolu'da yaşayan Rum halkı kapsıyor olsa da ıkların göçü antlaşması değildir.
Din temellidir.
Müslüman ve Hıristiyan ahalilinin göçünü kapsamaktadır.
Bu nedenle, Anadolu'daki Hıristiyan Türk'lerin de Yunanistan'a gönderilmesine neden olmuştur.
Bu zorunlu göç sırasında çok sayıda kişi yaşamını yitirmiştir ve bu nedenle büyük acılar yaşanmıştır.
Ve fakat.
Bu büyük acının nedeni, yitip giden canlardan daha çok, Balkan Türk'lerinin yüzyıllardır vatan yaptıkları ve öyle bildikleri topraklardan koparılmış olmasıdır.
Buna rağmen mübadele antlaşması yapılması gereken bir antlaşmaydı.
Emperyalistlerin kışkırtmasıyla meydana gelen savaşlar sonucu gerek Anadolu'da, gerekse Balkanlar'da yüzyıllar boyu kardeşçe yaşayan iki millet maalesef bir birine düşman edilmişler ve bu nedenle bir arada yaşamaları ve vatan bildikleri toprakları paylaşmaları imkansız hale gelmişti.
Bir mübadil torunu olarak, o büyük göç olayını ve o acıları yaşamış akrabalarımı tanıma ve o anıları kendilerinden dinleme şansına erişmiş biriyim.
Denize karanfil bırakma törenine dayanak oluşturan hadise de, o zorunlu göç sırasında yaşanmış bir acının sonucudur aslında.
Bu öykü de bize Samsun'un modern hikaye anlatıcısı Akın Üner'den bir armağandır.
Şöyle ki;
Mümin Efendi'nin Kırmızı Karanfili
Mübadillerin denize karanfil bırakma törenleri durup dururken ortaya çıkmadı.
Benim bizzat derlediğim, samimi bir aşk öyküsünden aldığımız ilhamla başlattık biz bu karanfil törenlerini.
Sarışaban ile Drama arasında yükselen Çal Dağlarına inci tanesi gibi dizilmiş Türk köylerinden birisinde yaşayan Mümin, bir köy düğününde görüp beğendiği Fethiye'ye aşık olur.
İki genç, yedi köyün katıldığı davullu zurnalı bir düğünle evlenir.
Genç adam, ömrünün sonuna kadar al yanaklı Fethiye’sine "karanfilim" diye seslenir.
93 Harbi, Yunan Harbi, Balkan Harbi ve Cihan Harbi gibi birbiri ardına yaşanan savaşlar yüzünden ömürleri yokluk ve fakirlik içinde geçmesine rağmen birbirlerini hiç incitmezler.
Nihayet mübadele gelip çatar. Herkes yeni memleketlerine gitmek için hazırlık yaparken Fethiye Tetecik aniden hayatını kaybeder.
Ömrünce sevdiği kadının ani ölüme hazırlıksız yakalanan Mümin Efendi, kırmızı karanfilini toprağa verdikten sonra üzerine karanfil fideleri eker.
Bir hafta on gün sonra ise mübadele gemileriyle Samsun'un yolunu tutar.
Fethiye Tete ve mezarının üzerindeki karanfiller ise yapayalnız kalır.
Mümin Efendi, Samsun'da çok uzun süre bu özlemle yaşayamaz. Kırmızı karanfili sayıklayarak vefat eder. Tekkeköy'deki bir mübadil köyünün mezarlığına gömülen Mümin Efendi'nin mezarına çocukları, her bahar karanfiller ekmeyi ihmal etmez.
Buraya kadar yazılanlar, bir belgesel tadında olsa da, yazının amacı mübadele antlaşma nedenini anlatmak değildi aslında.
Mübadil torunları o günü anmayı bir görev bilmişler ve her yıl denize karanfiller bırakarak o büyük acının izlerini gelecek kuşaklara da aktarmaya çalışıyorlar.
Geçmişini unutanlar, sağlam bir gelecek kuramazlar zira.
Denize karanfil bırakanlar arasında siyasiler de vardı ve bir mübadil torunu olarak CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü de oradaydı.
Ki;
Cevat Öncü, aday olmadan önce de her yıl denize karanfil bırakanlar arasında oluyordu zaten.
İYİ Parti'nin Adayı İmren Nilay Tüfekçi'nin de mübadillerle bir bağı olduğu biliniyor.
Bu yıl il kez karanfil bıraktı ama bir daha denize karanfil bırakırken kendisini göreceğimizi sanmam.
AK Parti Adayı Halit Doğan ve AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse de mübadillerle birlikte denize karanfil bırakmış.
Mübadil torunları, denize karanfil bırakırlarken ilk defa yanlarında gördükleri siyasilere müteşekkirdirler elbette ama seçilseler de, seçilmeseler de, bir dahaki seçime kadar o törenlerde kendilerini göreceğimizi hiç sanmıyorum.
Siyasileri iyi  şey yaptıkları için eleştirmek niyetinde değilim ama bu türden eylemleri sadece seçimden seçime görüyor olmakta dikkatlerden kaçmıyor yani onu söylemek istiyorum.
Not:
Mübadiller, teyze, ''Tete'' diye seslenirler..