Samsun'dan Uçaksavar İhracatı

Silahlardan oldum olası hazzetmem.

Bunun nedeni de sanırım, çocukluğumun henüz ilk yıllarına denk gelen rahmetli amcamın düğünü yapılırken, babamın havaya sıktığı mermilerden yanı başımdaki bir çocuğun vurularak yaralanması sırasındaki görüntülerin bende yarattığı travmadır.

Aradan 55 yıldan fazla süre geçmiş olmasına rağmen, boş kovan toplarken babamın silahından çıkan mermilerle yaralanan o arkadaş yaşıyor çok şükür ama altı ayı cezaevinde geçirmesi nedeniyle biz o süreyi babamızdan yoksun yaşamıştık.

Köyümüzdeki bütün düğünlerde bolca mermi yakılırdı.

Köyümüzün erkekleri havaya sıktıkları mermi sayısıyla övünürler ama hiç mermilere verdikleri paranın çoluk çocuğunun rızkı olduğunu bilmezdi.

‘’Aptallık’’ desem hemşerilerime ayıp etmiş olurum, bu nedenle bilinç eksikliği diyelim.

Ve fakat.

Çok şükür ki, oluşan kazalarla onlarca insanımızın ölümüne neden olan bu saçmalığın son bulduğunu, düğünlerimizin de çoğu yerleşim yerlerindeki örnekleri gibi yapıldığını işitiyor ve bundan son derece mutlu oluyorum.

Babamın başına gelen o menfur kazaya neden olan silah da el yapımımıydı bilmiyorum ama geçmişte Karadeniz bölgesindeki birçok şehirde silah üretimi yapıldığını bilirim.

Daha doğrusu bunu ilk gençlik yıllarımın henüz başındayken Rahmetli İsmet Hatipoğlu'nun Günaydın Gazetesinin Samsun Muhabiri olduğu 70'li yıllarda Karadenizli silah ustalarıyla yaptığı röportaj nedeniyle öğrenmiştim.

Çeliğe şekil vermek konusunda mahir olan o silah ustalarının birçoğu günümüzde kurdukları sanayi tesisleriyle yüzlerce gencimize iş ve dolayısıyla aş sağlıyorlar.

Rahmetli Nezih Demirkent'in çağrısıyla Dünya Gazetesi Samsun Temsilcisi olduğum yıllarda, eski bir silah ustasının yanında yetişmiş Samsunlu Sanayici Nami Kahraman'ın, bir arkadaşıyla Samsun Merkez OSB'de silah fabrikası kuracağına dair haberi işittiğimde Rahmetli İsmet Abi'nin o röportajını anımsamıştım.

Nami Kahraman, sermeye yoksunu birçok yaratıcı iş insanının yaşadığı kadere kurban olarak fabrikasını, Aral ailesinin başında olduğu bir başka sanayici aileye devretmek zorunda kalmıştı.

Nami Kahraman'ın ilk tabancasının adı, hafızam beni yanıltmıyorsa CANİK 55'ti.

Samsun merkez OSB'de faaliyet gösteren Samsun Yurt Savunma Sanayii, yönetimi el değiştirdikten sonra hızla büyümeye başladı.

CANİK, TP serisiyle 12 tür tabanca üretiminin yanı sıra, çok sayıda eğitim tabancası da üretiyor.

ABD polislerinin de Samsun Yurt Savunma Sanayi üretimi olan silahları kullandıklarına dair haberi okuduğumda silaha karşı biri olsam da, bu haberin gururumu okşadığını hatırlıyorum.

Önceki gün H.HALK'ta Samsun Yurt Savunma Sanayi'nin uçaksavar silahı üreteceğini ve ayrıca ihraç edeceğine dair habere de sevindim.

Sadece tabanca yapılmıyor Samsun'daki tesislerde, makineli tüfekler de seri halde üretiliyor.

''Misyonumuz, başta ülkemizin ihtiyaçlarını göz önüne almak suretiyle,

fafif silah kategorisinin en alt ve en üst segmentlerinde (tabanca, ağır makineli tüfek ve hafif otomatik top) uluslararası alanda satış potansiyeline sahip yenilikçi silahlar tasarlamak, geliştirmek ve bunları en yüksek kalitede üretmek'' diyerek amaçlarını açıklıyor Samsun Yurt Savunma Sanayi.

Ülkemiz dahil olmak üzere, bir çok ülke, topraklarını savunmak için silahlanıyor. Keşke silahlanmaya harcanan onca para, insanların refahını yükseltmek adına harcansa ama öyle olmuyor ne maalesef.

ABD, günümüzde dünyanın jandarmalığına soyunuyorsa ve bunun için topraklarından 10 binlere kilometre uzaktaki ülkelere bile müdahale etmekten çekinmiyorsa, bunu ekonomik gücünün kendisine sağladığı silahları sayesinde yapıyor.

''Mühür kimdeyse Süleyman odur'' özdeyişinde olduğu gibi silah kimin elindeyse, güç de onun elinde oluyor.

Silaha hiç ihtiyaç duyulmasa keşke.

Bunu herkes temenni eder elbette.

Ve fakat.

Gerçek acı maalesef.

''Süper güç'' olarak adlandırılan gelişmiş ülkelerin, silah ticaretinin sürmesi için başta bölgemizdekiler olmak üzere, birçok ülkede karışıklık çıkarmaya devam edecekleri de anlaşılıyor.

Silah kaçakçıları aracılığıyla Belçika, Çek, Alman ve İtalyan tabancalarına milyon dolarlarımızı verdik.

Samsun Yurt Savunma Sanayinin tabancaları sayesinde şimdi biz onların paralarını alıyoruz.

Makineli tüfek ve uçaksavar da ihraç ederek, sadece tabancalarla almayacağımız anlaşılıyor o dövizleri.

Sömürülmemek.

Daha doğrusu daha az sömürülmek adına ''Ağır silahları da artık biz üretiyoruz'' diyebilmek de iyi.