Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın, görevde bulunduğu süre içerisinde Samsun’un imarındaki değişiklikler ciddi bir şekilde araştırılmalıdır.
Araştırmaya da Büyükşehir Belediyesi’nde üst düzey görevlilerin mal varlıklarında değişiklik olup olmadığıyla başlanılmalıdır.
Varsa imar değişiklikleri, bu değişikliklerle ilgili önergeler, önergelerin altındaki azmalar, değişikliklerin görüşülmesi ve oylanmasındaki sonuçlar Samsunlularla paylaşılmalıdır.
Evet diyenler ve Hayır diyenler görülmelidir.
İşte o zaman en son Samsun’a çakılmış olan kazık gibi bir binanın önce inşaatının neden durdurulduğunu, daha sonra da imara nasıl uygun hale getirilip yapımının önünün açıldığını öğrenmeli vatandaşlar.
Şimdi biliyorum bazılarınız “Yılmaz Dönemi” ifadesine takılacaksınız.
Aslına bakarsanız ben de takılıyorum ya.
Araştırmaya başlanırsa tüm belediyelerdeki bu imar değişikliklerine bir göz atılsa da iyi olur hani…
Peki, bu işin altından kalkılabilir mi?
İşin orasını bilemiyorum…
TELEKOM VE KALDIRIMLAR
Arkadaşım anlatıyor:
“İlkadım’daki Ağabali Caddesi’nde yürüyorum.
Baktım birileri park etmiş bir aracın fotoğraflarını çekiyor.
Merak edip sordum: Aracın fotoğrafını neden çekiyorsunuz?
Üzerinde Telekom’un yeleği olan görevli “Bizim buradaki panelimize ulaşmamız gerekir ulaşamıyoruz, Trafiğe telefon açıp bu aracı buradan çektireceğiz” dedi.
Görevliye sordum:
Siz bir şirket görevlisi olarak arabayı nasıl çektiriyorsunuz?”
Bunları dinledikten sonra aklıma sorular geldi.
Telekom devlet kurumu mu, özel sektör mü?
Kaldırımın üzerinde Telekom’un panolarının ne işi var?
Kurum bu panoları neden hala insanların geçmesi için yapılan kaldırımların üzerinde bulunduruyor?
İnsanların geçişlerini neden engelliyor?
Telekom’un bu konudaki ayrıcalığı nedir?
Kaldırımlar Telekom’un panolarını koymaları için mi yoksa insanların yürümeleri için mi yapılmıştır?
Telekom yetkilileri sizler önce bu kaldırım işgallerinden vazgeçin ondan sonra insanların araçlarıyla uğraşın…
Öyle daha güzel olur değil mi?
KILIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Kürdistan” dedi ya, artık milletin ağzından düşmüyor.
“Nasıl der?”
“Kürdistan” diye bir ülke mi var?
İsteyen istediği soruları sorabilir elbette.
Ben bunlardan başka sorular sormak istiyorum.
Bu ülkede demokrasi gereği ana muhalefet ve yavru muhalefet de var.
Peki, bu iki partinin genel başkanları Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ne yapıyorlar?
Ben seslerini duymuyorum.
Duyan var mı bilmiyorum.
Ülkemi ne hale getirdiler Allah’ın Ya Rabbim…
GÜNÜN FIKRASI
Bir kari-koca çok kotu bir kaza geçirirler. Kadının yüzü tamamen yanar. Plastik cerrahlar kadının yüzünü eski haline getirebilmek için deriye gerek olduğunu ama kadından deri alamayacaklarını söyleyince kocası deri vermeye gönüllü olur.
Fakat kocasından alınacak deri popo bölgesinden alınacaktır..
Adam bu bilginin karısına söylenmemesini ister çünkü moralinin bozulacağından çekinmektedir.
Ameliyat tamamlandıktan sonra kadın eskisinden de güzel görünür.
Her gören bu muhteşem güzellik karşısında hayrete düşmektedir.
Bir gün kadın kocası ile baş başa kaldığında;
"Hayatım çok teşekkür ederim. Benim bu halim senin sayende. Sana nasıl teşekkür etsem?" deyince kocası cevap verir:
"Teşekküre gerek yok hayatim. Annen seni her öptüğünde ben gerekli mutluluğu duymaktayım zaten"...
GÜNÜNSÖZÜ
Yıldızlara bakan adam, yoldaki çamur birikintilerinin içine girmeye mahkûmdur.
Alexander Smith
DUVAR YAZISI
Temel denize düşerse ne olur? Tabii ki ıslanır..
KAMU SPOTU
Kan acil değil, sürekli ihtiyaçtır…
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak
Ocak