bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop
VİP
Yazarlar // 8 Haziran 2019 Cumartesi 10:52

Ragıp GÖKER

Ekrem İmamoğlu, Bayram’da Trabzon’dan başlattığı gezisini bitirdiği Ordu’dan İstanbul’a dönerken, Ordu- Giresun Havalanının VİP salonuna alınmamış.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ordu Valisi, yanında Ordu Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun olduğu halde İmamoğlu’nun VİP’den uçağa binmesine izin verilmeme gerekçesini, ‘’VİP’i kullanma hakkı yok’’ gerekçesiyle açıklıyorlar.

Havaalanlarında VİP salonunu kimlerin kullanacağına dair bir kural olduğu bilinir.

Ve fakat

Bu kurala çok uyulduğu söylenemez ama Ordu Valisinin bu kuralı İmamoğlu’nu VİP’e aldıktan sonra içağa bineceği sırada hatırlaması ilginç olmuş.

VİP’ salonunu üst düzey kamu görevlileri ve siyasetçilerin dışında hatırlı kişilerin kullandığını herkes bilir.

Dünya gazetesinde çalıştığım yıllarda rahmetli patronun Nezih Demirkent’i, karşı çıkmasına rağmen her defasında VİP’ten uğurlardım.

Bir yıl önceydi galiba, çocuklarımı beklerken VİP salonunun önündeki otoparkta tanıdığım bir işadamının oğluna ait lüks aracı gördüğümde, ‘’Burada ne işi olabilir?’’diye düşünmüştüm ki, tam o sırada işadamının oğlu ve gelini VİP’ten çıktı.

‘’Hoş geldin’’ diyordu genç adam karısına.

O anda VİP’i,Samsun’da herkesin tanıdığı işadamının gelininin kullandığını anlamıştım.

Ama mazbatası alınmış olsa da, İstanbul halkından 4 milyondan fazla oy almış bir siyasetçinin yanında milletvekili olduğu halde VİP’i kullanması engellenmiş.

Türkçe karşılığı ‘Çok Önemli Kişi’ demek olan VİP’i, İşadamımızın gelini, tanınmış sanatçılar falan kullanabiliyor ama 4 milyondan fazla insanın oyunu almış siyasetçiye ‘’Yasak hemşerim’’ muamelesi kabul edilebilir bir davranış biçimi olamaz.

Olayın spontane gelişmediği de anlaşılıyor.

Çünkü normal hallerde VİP salonunda o kadar polis memuru olmaz.

CHP’liler olayın talimatla oluştuğunu iddia ediyorlar ya,VİP’in aprona çıkışı sırasında o kadar polis  memurunun kapıya dikilmesi, bu iddiayı güçlendiren en önemli unsur olarak öne çıkıyor.

AK Parti kanadından İmamoğlu’na karşı yapılan her eylem, İmamoğlu çevresindeki safları daha da genişletiyor aslında.

Böylesi durumların yarattığı etkiye, geçmişte tanık olanlardanız.

Dünya Gazetesinde Karadeniz Bölge Koordinatörü olarak görev yaptığım yıllarda Hopa’dan Akçokoca’ya kadar bütün sanayi sitelerini gezerdim.

2002 yılında Merzifon sanayisi için bir ek hazırlığı sırasında Siverline markasını yaratmış Gümüşfon firmasının o zamanki Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bulak ki, iflah olmaz solculardan olduğu bilinirdi.

Mehmet Bulak’ın, ilk seçimde, parti kuracağı anlaşılan Recep Tayyip Erdoğan’a oy vereceğini söylemesine şaşırmıştım.

‘’Önünü kesmeye çalışıyorlar, mağdur ediyorlar adamı’’ demişti Mehmet Bulak.

Bulak gibi düşünen milyonlar, Recep Tayyip Erdoğan’a oy vererek AK Parti ve Erdoğan’ı yenilmesi güç siyasetçi konumuna getirdiler.

Erdoğan’ın önünü askerler kesmeye çalışıyordu.

Kitleler, askerlerin bu davranışını CHP’nin kışkırtmasıyla yaptığına inanıyorlardı.

Oysa Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan ve daha sonra da Cumhurbaşkanı olmasının önündeki siyaset engelini yine CHP’liler kaldırmıştı.

Günümüzde askerlerin siyasette çok etkin olmadığı biliniyor ama kitlelerde, İmamoğlu’nun önünün kesilmek istendiği gibi bir algı oluştuğunu da gözlüyoruz.

YSK’nın İstanbul seçiminde bir zarfa atılan dört oydan birini, onun da sadece Büyükşehir belediye Başkanlığı seçimini iptal kararı ve mazbatanın geri alınması İmamoğlu’na karşı yapılmış bir haksızlık gibi algılanıyor.

YSK kararına AK Parti’nin etki ettiğine dair algı çok kuvvetli.

2002’de AK Parti ve Erdoğan’ı iktidara taşıyan kitle psikolojisi şimdi, 23 Haziran’da tekrarlanacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanması için önündeki engelleri kaldıracak gibi.

İmamoğlu’nun etrafındaki kitlenin genişlemesine en çok da AK Parti’lilerin yaptıkları hataların neden olması da ilginç aslında.