Ümit Özat’ın Git- Gel Halleri

Bir teknik direktör kulübünde kalıcıysa transferlerini kendisi yapar.
Ama daha çok da tıpkı Ümit Özat’ın Samsunspor’da çalışmak zorunda olduğu durum gibi, bir çok teknik direktör, transferi tamamlanmış takımla çalışmak zorunda kalır.
Bu durumda teknik direktöre düşen, görev elindeki kadrodan azamı verimi almaktır.
Ve fakat
Takım oyunlarında disiplini sağlamak için bazen kadrodan taviz verilmesi gerekir.
Bir teknik adamın kadro oluştururken takımını kafasındaki sisteme göre oluşturma özgülüğü olduğu gibi, çoğu kere de takımın uyumunu bozduğu bir oyuncu varsa, o oyuncu takımın yıldızı da olsa kadro dışı bırakma özgürlüğü de olmalıdır.
Bu nedenle,Ümit Özat’ın, arkadaşları antrenmanda ter dökerken, kimseden izin almadan, başka bir takımla transfer görüşmesi yapan Ofeodu’yu oynatmayacağım ‘’Demesini’’ saygı ile karşıladım.
Ofeodu, bu takımımızın yıldızıdır.
Maç kazanmak için, bu takımın O’na çok ihtiyacı olduğunu da biliyorum.
Ama Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi bir sporcunun zeki ve çevik olmasının yanı sıra ahlaklı olması gerektiğine de inanırım.
Takımın ayarlarını bozduğu inancıyla Hoca’nın sildiği oyuncuyu ben de silerim.
O basın toplantısında ben de vardım.
Bu nedenle kendisine, Ofeodu’nun satılması gündeme gelirse, onay verip vermeyeceğini sordum.
Bu sorumu aynen şöyle cevapladı:
‘’Bana kalsa ne oynatırım ne de satarım’’
Bu derece keskin bir ifade olmasına rağmen, o an için Hoca’ya hak verdim.
Bu açıklamadan iki gün sonra gazetelerde Başkan’ın Ofeodu ile Özat arasındaki gerginliğine Başkan Erkut Tutu’nun müdahil olduğu ve durumu yumuşattığı haberlerini okuyunca, gelişmeleri beklemeye başladım.
O hafta sonunda deplasmandaki Denizli maçına çıkacak takım kadrosunda Ofeodu’nun olup olmayacağını merakla bekledim.
Bir de ne göreyim.
Ofeodu maça ilk 11’ de başlamaz mı..
Doğrusu ya bu durumda  ‘’Başkan, Özat’ın ipini çekmiş’’ diye düşündüm.
Ama hiçbir şey olmadı.
Özat, takımın başında dururken, Ofeodu’da takımdaydı.
Gerginlikten beslenen biri olmadım hiçbir vakit.
Samsunspor’da suların durulmasına, herkes gibi ben de sevindim.
Ümit Özat’la ilgili bir önyargım da yok.
Arkadaşlarım için söylediği o anlamsız söz için de kendisine cephe almam.  Davut Aktaş’ın da yazdığı gibi kötü söz sahibini bağlar ancak.
İdmanları basına kapatma kararını onaylamamakla birlikte bur konuda Özat’tan ziyade, kulüp yönetimini ve daha çok da Başkan’ı suçlarım.
Bu arada ‘’Cambaza bak’’ der gibi, attığı tweetlerle dikkatleri de üst üste kötü sonuçlar alan takımın üzerinden çekmeyi başardı.
Hal böyleyken kazan kaynamaya devam ediyor, Ümit Özat’da, Ofeodu’yla bir gün iyi, bir gün kötü olmaya devam ediyordu.
Takım disiplinini sağlamak amacıyla Ofeodu’yu oynatmayacağını söyleyen Ümit Özat, dün, iki gün önce İdmandan kovduğu Ofeodu’nun yemekli davetine katıldığını görüyor ve buna şaşırıyoruz.
Umarım bu gergin ortam, Ofeodu ‘’Uslandım artık’’diyerek özür dilemesiyle bitmiştir.
Yine umarım bu durum Ümit Özat’ın tükenişi değildir.
Dilerim Özat, bu git-gel hallerine son vermiştir
Zira bundan sonra Ümit Özat’ın Ofeodu için söylediği hiçbir söze inanmayacağım.
Samsun’da kimsenin inanacağını da sanmam.
*  *  *
Not:
Düzeltme:
Dünkü ‘’Köy-Tür meselesi’’ başlıklı yazımda, Sinan Çakır’a ait Yemsel Tavukçuluk firmasının Köy-Tür’ün, Samsun tesislerini aldığını yazmıştım. Ama doğrusu firmanın, Köy-Tür’ün Türkiye genelinde kapanmamış olan tesislerini satın aldığıdır.
Yani bir anlamda Köy-Tür’ün tamamı Sinan Çakır’a aittir.
Düzeltir, bu bilgi eksikliğim nedeniyle siz okurlarımdan özür dilerim.