Türkiye İyi Yönetiliyor Mu

Birkaç gündür beynimde bu sorunun cevabını arıyorum ve işin içinden bir türlü çıkamıyorum.
O nedenle sizlere de sormaya karar verdim.
Türkiye iyi yönetiliyor mu?
Aman ne olur bu sorunun cevabını bana değil kendinize veriniz ve bu nedenle de tüm baskılardan öncelikle kendinizi kurtarınız.
Türkiye’de bombalar patladı.
Ankara’da, İstanbul’da çok sayıda yurttaşımız ve başka ülkelerin yurttaşları yani bizim konuklarımız can verdi.
Ne Türkiye’de ne de Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde bayraklar yarına indirilmedi.
Neden?
Türkiye kendini iyi anlatamamış mı bu insanlara?
Yoksa Türkiye’de terör kurbanı olanları oradaki insanlar o ülkeleri yönetenler ve de Türkiye’yi yönetenler insandan mı kabul etmiyor?
Yabancıları vaz geçtik Türkiye’de bile bayraklar yarına indirilmedi.
Neden?
Çünkü Yargıtay Başkanı bile “Terörle yaşamaya alışmalıyız” dedikten sonra, yabancıların umurunda mı olur Türkiye’deki terör…
Brüksel’de bomba patladı insanlar can verdi.
Bakan, taziyede bulunmak yerine gereğini yaptı ve istifa etti.
Ben bu işi yapamıyorum demeye getirdi.
Türkiye’de ise bomba patlayıp insanlar ölünce bakanlar istifa etmek yerine taziyede bulunuyorlar.
Hükümetin başı çıkıyor kürsüye cek caklı cümleler kurup yüksek sesle söyleyince “Ne de güzel yönetiliyoruz” mu diyeceğiz?
Üst üste seçim yaptırdılar bu millere.
Neden?
Milletin iradesini önce kabul etmediler koalisyonu bile kurdurmadılar, tek parti olmazsa terör devam eder dediler sonra ne oldu?
Tek parti geldi terör daha da azdı.

Şehitlerin ateşsi Anadolu yaylasını kavurur oldu, bakanlar taziyelerini sunuyorlar.
Başlıktaki soruyu tekrar sorayım:
Türkiye iyi yönetiliyor mu?
Bana değil kendi vicdanınıza verin sorunun cevabını…

SOKAK GECE YIKANMIŞ
Burada birkaç kez Ulugazi Mahallesindeki bir sokağın pisliğinden vatandaşın yakındığını dile getirmişti.
İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok bu konuda duyarsız kalmamış ve verdiği emirle sokağı gece arasözle yıkatmış.
Mahalle muhtarı Filiz Kavalcı sokağın artık her gün süpürüldüğünü oradaki görevlinin sürekli orada kaldığını vurguları.
Acaba orayı o kadar kirletende suç yok mu diye soralım mı şimdi???

GÜNÜN BİRİNDE BİRİSİ ÇIKARSA…

Padişahın biri,

— Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim! demiş.

Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;

— Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.

— Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Aslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..

— Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..

— Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..

— Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!

— Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.

Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş.
Ama bir gün biri gelmiş:
— Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!...
İşte böyle günün birinde biri çıkar sizi alt edebilir.

GÜNÜN SÖZÜ

Yalanlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, genellikle kendi aralarında da çatışırlar. Daniel Webster