Yazarlar // 5 Kasım 2015 Perşembe 00:00
Ragıp GÖKER
Termikçinin kispete vuran pehlivan gibi ‘’Pes’’ diyerek ÇED sürecinden geri adım
atmış olması neresinden bakarsanız bakın bir zaferdir.
Zafer Terme halkınındır ama bunun olmasını sağlayanları da unutmamak lazımdır.
TERÇEP’e yani Terme Çevre Platformunu oluşturan dernek, oda ve diğer STK
temsilcilerine öncelikle teşekkür edelim.
TERÇEP demişken, emek verenler arasında Zekai Altunpala’nın gayretlerini
unutmamak gerektiğini düşünürüm.
Mesela, Samsun’da ’Direnen Kadın’ olarak tanıdığımız Melike Özman’ın bireysel
çabalarını görmezden gelemeyiz.
Terme halkını yalnız bırakmadığını bildiğim Mimarlar Odası Şube Başkanı İshak
Memişoğlu da teşekkürü hak edenler arasındadır.
Mesela Hedef HALK’ın Genel Yayın Yönetmeni Yener Cabbar, bu konuda haberleri
sürekli olarak manşete taşıdığı gibi konuyu defalarca köşesinde işleyerek bizi de
cesaretlendirmiştir.
Bizim Bade’nin bile bu süreçte katkısı var.
‘’Bizim Bade kim mi?’’
Bade, CHP İlkadım İlçe Başkanı Arzu Sabuncu’nun 8 yaşındaki kızıdır.
Bade’nin o minik elleriyle yaptığı ‘’Termik santraller kötüdür ‘’ temalı resim
gazetelerde haber olmuştu da, birçok Samsunluda ‘’O yaşta çocuk bile
direniyorsa, bizde direnmeliyiz’’ duygusunu uyandırmıştı.
Bade’nin yaptığı o minik katkı ‘Beyaz çemberliler’ olarak tanıdığımız Terme’nin
onurlu kadınlarının katkısı kadar değilse de, bence önemliydi.
İktidarı ve muhalifiyle siyasetçilerin de katkısı vardır ama biri var ki bir yurttaş olarak
en çok teşekkürü O’na etmeliyiz diye düşünürüm.
Termikçi ‘’Pes’’ dediyse, bu O’nun direnci sayesinde olmuştur.
O kişi de Terme’nin Belediye Başkanı Şenol Kul’dur.
Neden böyle söylüyorum?
İktidarın termik santraller konusundaki tutumu biliniyorken, iktidar partisinden seçilmiş
olmasına rağmen Şenol Kul, Terme’de termik santral kurulmasına karşı çıkmıştır.
Size küçük bir anekdot anlatayım.
Yaklaşık bir ay önce bakanlığa giden Şenol Kul, ÇED sürecinin ne durumda
olduğunu öğrenmek ister.
Ki;
Yatırım büyüktür.
Maliyeti yaklaşık olarak 1 milyar liraya yakındır.
Yani eski parayla katrilyon değerindedir.
Benim inancım odur ki, bir bürokratın bu kadar büyük bir yatırıma karşı çıkması
imkansıza yakın bir durumdur.
Hem idealist olmak, hem de paraya yenilmemek lazım.
Bu kadar paradan bir kısmının ‘’Hediye’’ olarak dağıtılması muhtemelken, yatırıma
karşı çıkmak için bir bürokratta, yürekli olmaktan daha fazla özelliğe ihtiyaç vardır.
Her neyse süreci anlatmaya çalışalım.
Şenol Kul bir üst düzey yetkiliden dosyayı istediğinde sürecin devam ettiğini anlar.
Hatta öyle bir rapor hazırlanmıştır ki, başta Şenol Kul olmak üzere bu işe karşı çıkan
herkes suçlanmaktadır.
Bunun üzerine Şenol Kul itiraz edince müsteşarın da devreye girmesiyle o rapor
değişir.
Demem o ki:
Şenol Kul’un gösterdiği direnç, sürecin başından beri ‘’Laf olsun’’ şeklinde
olmamıştır.
Tim Avrasya ÇED sürecinden vazgeçtiğini söylüyorsa, bu zafer elbette Terme
halkınındır ama en büyük payın Şenol Kul’da olduğunu söylüyorum.
O firmanın ÇED sürecinden vazgeçmesi, Terme üzerinden Termik Santral kurma
hesapları içindeki diğer firmaları da korkutmuştur.
Ve fakat
Bu durum sürecin tamamen bittiği anlamı taşımıyor.
Terme büyük bir zafer kazanmıştır TİM Avrasya olmayacaktır belki ama başkaları
Terme halkının zayıf anını kollayacaktır.
Direnme süreci sonlanmadı yani onu söylemek istiyorum.