Spor Polisi ve Güvenlik

Önceki gün bir gurup arkadaşımızla, Samsun Emniyet Müdürlüğüne bağlı Spor Şube Müdürlüğünü ziyaret ettik.

Ziyaretimiz sırasında, stadyumlarda uygulanan güvenlik önlemlerinin ne kadar gerekli olduğuna anladım.

‘’Hafıza-i Beşer nisyan ile malüldür’’ denir.

‘’İnsanoğlu unutkandır’’ deniyor yani.

Yaşadığımız acı ve tatlı anları 27 günde unutuyormuşuz.

Çevik Kuvvet Şube Müdürü de olan Spor Şube Müdür Vekili Murat Koyuncu, sohbetimiz sırasında bazı video görüntüleri gösterince, geçmişte oynanan bir Beşiktaş – Bursaspor maçı öncesi canlı bomba eylemleriyle yaşadığımız travmayı hatırladım.

İki ayrı görüntüydü, birini sosyal paylaşım sitelerinde daha önce görmüştük ama ikincisini ilk defa izledim.

Görüntülerdeki sırt çantalı bir terörist, kendisini havaya uçururken,  O’nu etkisiz hale getirmek amacıyla yanına yaklaşan polisleri de şehit ediyordu.

İzlerken tüylerim diken, diken oldu.

O olay sırasında çok sayıda şehit vermiştik.

Görüntüleri izlerken, ‘’Allah korusun ama ya stadın içinde patlatmış olsaydı’’ diye mırıldanınca, Şube Müdürü Murat Bey ‘’Allah muhafaza’’ diye cevap verdi.

Çabuk unutuyoruz.

Stadyumlara veya gösteri, konser ve miting alanlarına girerken alınan güvenlik önlemleri çoğu zaman canımızı sıkıyor.

Bu hataya hepimiz düşüyoruz.

Stadyuma girerken kağıt bilet alırken bile kimlik numaramız istendiğinde buna tepki veriyoruz.

Oysa Amed maçının bitiminde kavga çıkaran kendini bilmezler, görüntülerin de yardımıyla kimlik numaralarından tespit edilmiş.

Dün ifade veriyorlardı.

Pasolig kartları ve kombine biletleri, her ne şekilde stada giriyorlarsa hepsi iptal edilmiş.

Bir yıl boyunca statlara giremeyecekler.

Dahası Samsunspor maçlarının oynandığı saatlerde en yakın karakola giderek imza atacaklar.

Demir Leydi olarak tanınan zamanın İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, Heysel Faciası, sonrası İngiliz holiganlarını böylesi yöntemlerle hizaya getirmişti.

Polisin güvenlik önlemleri sırasında üst araması falan canımızı sıkıyor ya, bilin ki, hepsi, bizim güvenliğimizi sağlamak içindir.

Birde, bazı alışkanlıklarımız var ki bir an önce bundan vazgeçsek iyi olacak.

Hani nasıl söylenir, yumurta kapıya dayanmadan önlem almıyoruz.

Maça gitmek için bilet almayı bile son güne, hatta son saatlere bırakıyoruz.

Oysa maç biletleri veya pasolig yüklemesi her neyse, stadyumdaki gişelerin yanı sıra, Çarşamba günlerinden itibaren, Samsun’daki üç ayrı noktada satışa çıkarılıyor.

Biletlerimizi hafta içersinde alsak, stadyumların çevresinde birikme de olmayacak.

Keyifle maç seyretmek varken, bu işkenceyi neden yaparız ki kendimize…