Samsunspor Taraftarına Düşen Görev

Ümit Özat, arkasında soru işaretleri bırakarak gitti.
İstifa tek taraflı müessesedir.
Anlayışla karşılamak lazım ama istifa haberinin hemen ardından Özat’ın, Mersin İdmanyurdu ile anlaştığının duyulması suyu biraz bulandırmıştır.
Nurullah Sağlam’ın Mersin’de, hiç maça çıkmadan istifası ile Özat’ın Mersin’le anlaşması arasında bir ilişki olup olmadığı benim için başka bir merak konusudur ama mevzu bu değil.
Samsunspor ve hoca arasında doku uyuşmazlığını bilmeyen yoktu.
Hoca ile yollar daha önce ayrılmalıydı.
Bu nedenle Samsunspor Başkanının,  Altınordu maçı sonrasında tribünde üzülmüş gibi bir görüntü vermesinin kendisine de Samsunspor’a da bir faydası olmaz.
Yöneticilerin paniğe kapılma hakkı yoktur.
Başkan, bu olacakları öngörmeli ve ona göre önlemlerini almalıydı.
Başkan, Özat’ın ilk istifasını kabul etmeliydi.
Bu birinci hataydı.
İkinci hata ise, doku uyuşmazlığına rağmen devre arası kampına da aynı teknik direktörle gidilmesi olmuştur.
Şimdi yeni bir hoca gelse bile takıma faydası olacağını düşünmüyorum.
Takımı tanıması için geçecek zamanda oluşacak kayıplar da telafi edilemeyecektir.
Ve fakat.
Bizim daha büyük sorunlarımız var.
Hoca meselesi aslında ikinci planda kalıyor.
Kulübümüz batıyor ey dostlar.
Takımımızın yedi haftadır kazanamadığını biliyoruz, her puan hayati önem taşırken, puan silme cezalarıyla karşı karşıyayız.
Büyük bir hata da ‘mali fair play uygulaması’ için yapılması gerekenlerin ötelenmesidir.
Konu önce ilk Erkut Tutu yönetimi zamanında, yani Süper Lig’e çıktığımız o sene gündeme gelmiştir.
Tutu ve arkadaşları gereğini yapmadığı gibi daha sonra Samsunspor’u yöneten bütün yöneticiler, sorunu halının altına süpürmüş.
Yani her yönetim ‘’Benden sonrası tufan’’ demiş yani.
Demem o ki;
Tek bir suçlu yoktur, Samsunspor’u son 10 yıl içinde yönetenlerin hepsi suçludur.
İkinci hata ise Kazım Yılmaz’ın kulübü iflasa sürüklemesidir.
Kazım Yılmaz, kulübü batırarak büyük bir hata yapmış ama hatasının bedelini ödememiştir.
Temlik koyduğu alacaklarını dövize endeksleyen Yılmaz’ın, bu durumdan karlı çıktığı bile söylenebilir.
Hoca – Basın anlaşmazlığı sırasında hocadan yana tavır alarak her maç öncesi Samsun basınına ‘gider’ yapan tribünlerin, Samsunspor’u batıran yöneticilere tepkisiz kalmasına da şaşırırım.
Basının ‘günah keçisi’ seçilmesi Samsunspor’ fayda sağlayacaksa buna razıyım ama korkarım ki bunun kulübümüze bir faydası olmaz.
Bizler, Samsunspor için sorumluluktan kaçmayız ama ‘Doğru yere, doğru çivi çakmak’ gibi taraftarlarımız da sorumluluk almalıdır.

*   *   *