bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop
Mal Varlıkları Ve Belediye Başkanları
Yazarlar // 8 Ocak 2015 Perşembe 00:00

İsmail BAŞARAN

Bu çağrıyı zaman zaman tekrarlayacağım.
Birileri çıkıp mal varlıklarını açıklayana kadar yapacağım bu işi, ömrüm yettiğince…
Büyükşehir Belediye Başkanları dahil, ilçelerin başkanları ve beldelerin başkanları da açıklamalı mallarını ve varlıklarını.
Belediye başkanı seçilirlerken ne kadar mala sahiptiler, bırakırken ne kadar malları vardı?
Eşlerinin, çocuklarının birinci ve ikinci derecede yakınlarının da malları tabi…
Vatandaş bunları bilmeli, bilmeli ki olur olmaz konuşmamalı kimse.
Ben belediye başkanı veya milletvekili seçilecek olsam mal varlığını partiye vermekle kalmaz vatandaşa da açıklardım.
Bırakırken de yapardım aynı işi.
Yapardım da, benden ne belediye başkanı olur ne de milletvekili.
Neden?
Ben mal varlığımı açıklarım da ondan…
Bugün bunu yapmayan belediye başkanlarını suçluyor muyum?
Hayır.
Neden suçlayayım ki?
İster açıklarlar mal varlıklarını, ister açıklamazlar.
Kendilerinin bileceği iştir bu.
Birkaç gün önce kahvaltı tabağına bal koyarken parmağıma bulaştı.
Gayri ihtiyari hemen parmağımı ağzıma getirip yaladım.
Ve bir atasözü geldi aklıma:
“Bal tutan parmağını yalar…”

ÇIKARILAN VE ALINAN İŞÇİLER
Belediyelerden işçiler çıkarılıyor.
Bunun gerekçesi sözleşmelermiş.
Aksi ispat edilene kadar söylenenlere inanmak durumundayım.
Ancak burada sormadan da geçemeyeceğim.
Çıkarılan işçiler hangi siyasi görüşü destekliyorlardı?
Bunların yerine işçi alınıyor mu?
Alınan işçiler hangi siyasi görüşü destekliyorlar?
Bir de alt kimlik olarak memleketleri neresi alınanların?
Merak ediyorum da ondan soruyorum.
Sadece ben değil Samsun’da vatandaş da merak ediyormuş bize soruyorlar.

MÜZİKTE BİLE SOSYALLEŞMEDEN AYRILDIK
“İnce ince bir kar yağar fakirlerin üstüne, neden felek inanmıyor gariplerin sözüne…”
Edip Akbayram’ın çok sevdiğim ve dinlerken gerçekten duygulandığım bir parçasıdır bu.
Çünkü o kar ince ince çok yağmıştır benim de üstüme.
Dün saban kalktığımda saat 06.00 sularıydı.
Kar ince ince yağıyordu.
Önce bu kar da mı sulu acaba diye düşündüm.
Sonra baktım ki sulu değilmiş, beyazmış kar ve çatıları beyaza boyamaya başladı.
Sonrasında, kentin denize yakın bölümlerindeki çatılarda kar eridi yerine yağmur döküldü.
O ince kar aralıklarla sürdü akşama kadar.
Eskiden müzik bile bir değişikti.
Sosyal içerikliydi çoğu parçalar.
Şimdi bakıyorum da neredeyse her yerde “Ankara’nın bağları da büklüm büklüm yolları,  ne zaman sarhoş oldun da kaldıramıyon kolları…” çalınıp oynanıyor.
Parça sözlerinde ve müzikte bile sosyalleşmeden ayrılan bir toplumun kış günü sokakta kalan canlılara yaklaşımı nasıl insanca olur ki?
Yener Cabbar dün yazmış.
Hem de güzel yazmış.
Belediyeleri ve Sosyal Hizmetler’i göreve çağırmış.
Önüne gelen yeri yıkan ve TOKİ denilen kuruma veren Samsun’daki belediyelerin görevidir aslında böyle bir merkez yapmak.
Her neyse, Büyük Oteli yıkan zihniyet, bu kar ve kışta Yaşar Doğu Spor salonunu yıkmaya başlamadan bari garip ve kimsesizleri akşamları burada barındırsa ne olur ki!
Isıtsa, ışıtsa ve de bir tas çorbayı verebilseler orada…

GÜNÜN SÖZÜ
Kar Taneleri Ne Güzel de Anlatıyor; Birbirlerine Değmeden de Yaşamın Olduğunu.