Kayalıklara Çarpmayalım

Daha önce olması gerekiyordu, yine de geç kalınmış değil. Son zamanlarda çalışanların gönüllerine biraz da olsun su serpti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Yeni yasa teklifi hazırlandı, bu teklife göre işverenler çalıştıkları işçileri üç aya kadar işlerinden çıkarmayacak. Taslak hemen yasalanınca çalışanlar en azından üç ay daha acaba işten ne zaman çıkarılırız düşüncesi içinde olmayacak.  Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamasında bu kararın altı aya kadar çıkarılabileceği de yer aldı. Sonrasında ne olacak? İşçiler altı ay önünü örecek de altı aydan sonra kayalara mı toslayacaklar?

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vatandaşın önünü göremediğini anlatmıştır herhalde uzmanlar veya çevresini sarmalayıp ekonominin iyiye gittiğinden dem vuran yardımcılar…

Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyor. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık fark ediyor. Aslında ışık yerinde duruyor da kaptan ışığın üzerine geldiğini sanıyor.  Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçiyor: "Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz."  Karşıdan anında cevap geliyor: "Sen rotanı 30 derece batıya çevir!"

Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlıyor: "Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!"

Karşıdan cevap geliyor: "Asil sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!"

Komutan öfkeden küplere binip bir mesaj daha yolluyor: "Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece doğuya çevir!"

"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece batıya çevir." Komutan, o kadar sinirleniyor ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emredip son kez bir mesaj daha gönderiyor:

"Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece doğuya çevirmezsen ateşe başlayacağız."

Karşıdan gelen cevap daha sert oluyor: "Burası da bir deniz feneri… Sen rotanı bir an önce 30 derece batıya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın.”

Sizce deniz feneri görevlisi mi uymalı yoksa kaptan mı? İşte içinde bulunduğumuz durum aynen öyle. Dünya milletleri vatandaşına güven verip bu hastalıktan nasıl kurtulacağını ve kimsenin aç susuz bırakılmayacağını bütçelerini açıklarken Türkiye Cumhuriyeti de vatandaşın kurtulmak için yaptığı yardımları sıralıyor.

Vatandaşının dar zamanında vatandaşına el açan Devlet, Devlet değildir. Devlet dar zamanlarda vatandaşını “Yarın nasıl geçineceğim” kaygısından uzaklaştıran  kurumdur.

EMNİYET TEŞKİLATIMIZ 175 YAŞINDA.

Şehit olan polislerimizi rahmetle, gazi polislerimizi ise minnetle anıyor,  emekli olan ve görevleri başında bulunan Polislerimize de aileleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

Demir tava gelir kömür biter, akıl başa gelir ömür biter...