Karnıyarık Nasıl Yapılır

Vallahi büyük konuşmamak gerekiyor.
Yıllar önce yazı yazdığım gazetede mecbur kalarak bir gün yemek tarifi yapmıştım.
Yapmıştım da ilgi çekince birkaç gün devam etmiştim yemek tariflerine.
Aradan yıllar geçti baktım ki Samsun basınında son günlerde yemek tarifleri yapmak moda haline geliverdi.
Nedendir bilmiyorum, bu modaya ben de uymak istedim.
Geçmişte, “patlıcan oturtma” tarifi yapmıştım.
Bugün ise yine bir patlıcan yemeği tarifi yapmak geldi içimden.
Tarifini yapacağım yemek “Karnıyarık…”
Gelin hep birlikte hatırlayalım karnıyarık’ın Nasıl yapıldığını…
İşte malzemeler:
1 kg patlıcan, 250 gr yağsız kıyma, 3-4 yemek kaşığı sıvı yağ, 1 kuru soğan, 2-3 yeşilbiber, 2-3 domates, 1-2 diş sarımsak, 1 tatlı kaşığı salça, Tuz, Karabiber…
Patlıcanlar kızartılır. Kıyma bir tavaya alınarak kavrulur. Suyunu çektikten sonra sıvı yağ ince kıyılmış soğan, biber, sarımsak, salça domates sırasıyla eklenerek pişirilir. Baharatlar ilave edilir. Patlıcanlar fırın tepsisine alınır. Patlıcanların arası açılarak iç harç konur. 1 çay kaşığı salça sulandırılarak tepsiye dökülür. 200 derecelik fırında 30 dakika kadar pişirilir. Sonra da afiyetle yenilir.

GERÇEKTEN AYIP ETMİŞLER
Gelen elektronik postayı okuduğumda adeta dondum kaldım.
Gerçekten ayıp edilmiş.
Yorum yapmadan önce elektronik postayı size de ileteyim:
“Sevgili İsmail ağabey,
Bugün arkadaşım Yılmaz Demir'in cenaze namazı için 12.30 da Büyük Camiye gittim. Avluda karşılaştığım manzara 50 yıllık Samsunlu olarak beni hayrete düşürdü. Musalla taşında Yılmaz'ın cenazesi hemen önünde bir metre yüksekliğinde bir sahne ve sahnede ilahi okuyan iyi giyimli mevlithanlar. Etkinlik bitiminde alkışlar.
Plaket sunma töreni.
Samsun'umuzda en çok cenaze namazı kılınan caminin avlusundaki bu tören ezan okunurken bitti.
Allah için dua ederken Yılmaz'ın ruhunu da hatırladılar.
Belki de mahcubiyetten onu da duaya dahil ettiler.
Cenaze sahibi olmak istemezdim.
Samsun'da kutlu doğum haftasına ait bu etkinliğin yapılabileceği bir çok salon olduğunu hepimiz biliyoruz.
O bölgede alışveriş yapan esnafın bu sesli etkinlikten çok mutlu olacağını da zannetmiyorum. Açıkçası bu şımarıklık halini sizinle paylaşmak istedim.
Selamlar…”
23 Nisan etkinliklerini terör bahanesiyle iptal etmeyi düşünecek duruma gelen yönetim Cami Avlusunda Kutlu doğum Haftası’nın etkinliklerini nasıl yapar?
Terör oraya saldırmaz mı?
Yoksa bu etkinlikleri yapanların terör saldırılarının nerelere yapılmakta olduklarını bilir bir halleri mi var?
Ayıptır, ayıp.
Gerçekten ayıp.
Büyük konuşmayayım da orada benim bir yakınımın cenazesi olsa o etkinliği yapanlara dalardım…
Okumak neyse de alkışlamak ne ola ki!!!
Cenazede alkışlayanları eleştirmiyor mu bu insanlar?
Kendileri nasıl cenazede alkış tutarlar?
Bunu yapanları kınıyorum.
Biliyorum şimdi üzerime gelecekler, varsın gelsinler.
Ancak önce o cenaze sahibinin yerine kendilerini koysunlar…

KAZIM ORBAY OKULUNUN ÖNÜ
Şu sıralar Polis Haftasını kutluyoruz.
Tüm teşkilatın bu gününü buradan ben de kutlayayım.
Kutlarken kendilerinden bir de ricada bulunmak istiyorum.
Kazım Orbay Okulunun önünde giriş ve çıkışlardaki hengâmeyi ilgililerin görmeleri gerekiyor.
İnsanlar orada sanırım çok yakında tartışma boyutunu ileri safhalara yani kavgaya vardıracaklar.
Bunu önlemenin bir tek yolu var galiba.
Öğrencilerin giriş ve çıkışlarında orada polis bulundurmak acaba mümkün müdür?”
Bu yazı Halk Gazetesi’nde çıktıktan sonra okulun önünde emniyet önlemleri alınmış.
Oradaki keşmekeş kaldırılmış.
Artık öğrenciler okula rahat girip çıkıyorlar.
İlgililere uyarıda bulunmak ne kadar görevimizse, yaptıklarından sonra kendilerine teşekkürde bulunmak da o kadar görevimizdir.
Sanırım diğer bazı okulların da önlerinde benzer durumlar vardır.
Ana arterlerin dışında kalan olukların önlerinde.
Umarım oralarda da önlemler alınır.

GÜNÜN SÖZÜ
Eğitim her zaman sahibini pesinden takip eden bir servettir.