bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop
Kadın Kooperatifleri
Yazarlar // 2 Nisan 2021 Cuma 09:16

Ragıp GÖKER

Havza’da emekli öğretmen Bingül Alış’ın öncülüğünde kurulan ‘İlk Kıvılcım Kadın Üretim Kooperatifi’nın öyküsünü 20 Ocak’ta bu köşede ‘’Üretime kadın elinin değmesi’’ başlığıyla yazmıştım.

Önceki gün Büyükşehir Belediyesinin Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salonunda idi ‘İlk Kıvılcım’.

Sergi açmışlardı ve yalnız da değildiler üstelik.

İlk Kıvılcım, Merzifon’da yaşayan Bingül Alış’ın öncülüğünde kurulmuş Havzalı köylü kadınların kooperatif ama Musa Orhan ve arkadaşlarının organize ettiği sergide Vezirköprülü kadın kooperatifleri de vardı. Bafralı ve Çarşambalı kadın kooperatifleri de.

Salonda sanırım 8 kadın kooperatifi sergi açmıştı.

‘’Bir elin nesi var, iki elin sesi var’’ atalar sözünden yola çıkarak, Samsun’daki kadın kooperatifleri şimdi birlik kurmanın hazırlıklarını da yapıyor.

Kadın, bir işe el atarsa, o işin olmama şansı zaten yok.

Ve fakat.

Toplum olarak hep önünü kestik kadınlarımızın.

Türk Şiirinin büyük ustası Nazım Hikmet Kuvayi Milliye Destanı’nda boşuna yazmamış o ‘’Soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen’’ şeklindeki mısrayı.

Sokakta yürürken bırakın sevgilileri, karı-kocaların  el ele tutuşmaları bile ayıplanırdı.

Rahmetli Babaannem’in, dedeme hiç ismiyle seslendiğini hatırlamam mesela.

Dedeme bir şey söyleyecekse ‘’Hey’’ diye seslenirdi

Hayatım - Aşkım’’ gibi sıfat yüklemelerine dayanan sesleniş biçimleri zaten olmazdı da, aile ortamında bile bir kadının kocasına, kocanın da karısına ismiyle seslenmesi ayıplanırdı bir zamanlar.

Oysa Şerife Bacı’lar, Kara Fatma’lar gibi bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz Kadın Kahramanların torunlarıyız.

‘’Kır dizini otur’’ dedik ve yıllar boyu kadın aklını hep küçümsedik.

Bir iş yapılacaksa, onu kadın yapar oysa.

Kahvede pişpirik oynarken, tarlada çalışanlar kadınlar değil mi?

Kadın üretimde olmazsa, verim almayı unutmalıyız.

İzmir’deki Bademler köyünde kadın üretim kooperatifine dair haberleri okuduğumda ‘’Keşke Samsun’da olsa’’ demiştim.

Siverline’in kurucu ortaklarından Hüseyin Alış, birkaç ay önce eşi Bingül Alış’ın önce Amasya’daki ‘Amesya’ yapılanmasındaki başarısından, daha sonra da Havza’da kuruluşuna öncülük ettiği ‘İlk Kıvılcım 1919 Havza Kadın Üretim Kooperatifi’ndeki çalışmalardan söz edince Samsun’da da bu konuda bir meşale yakıldığını öğrendim.

Bu iyi bir şey.

İyi bir şey gördüğünde buna sevinebilecek herkes gibi ben de sevindim elbette.

İlk Kıvıılcım kooperatifinin Samsun’da şehir merkezinde ürünlerini sergileneceğini öğrendiğimde öneceki gün, karımla birlikte soluğu Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salondaki sergide aldım.

Karım, el emeği göz nuru ürünleri görünce durur mu?

O alışveriş yaparken ben de Bingül Hanım’dan kooperatif yapılanmasıyla ilgili bilgi derlemeye çalışıyordum.

İlk Kıvılcım kadın kooperatifi.

Ki;
Adı da, kurtuluş meşalesinin yakıldığı, İlkadım Şehri olan Samsun’un bu özelliğiyle de çok örtüşmüş.

Hani nasıl söylenir ‘Cuk’ oturmuş yani.

Bugün ilkemizin yaşadığı en önemli sorunlardan biri köyden kente doğru olan göçün önlenememesidir.

Köydeki toprağını bırakıp neden insanlar şehrin kalabalıkları arasında kaybolmayı tercih ederler.

Şehirde yaşamayı kolay zannediyor insanlarımız.

Oysa şehirlerdeki yaşam koşulları, köydeki koşullara oranla daha zordur.

Buna rağmen göç yaşanıyorsa bunun en önemli nedeni, geçim sıkıntısıdır elbette ama bunu önlemekte koyadır aslında.

İlk Kıvılcım gibi kooperatifler, köydeki kadınları tarlada çalışmaktan artan zamanlarını da değerlendirecek yapılar olarak aile bütçesine sağlayacakları katkı nedeniyle göç hareketini de durduracak özellik taşıyor.

Kooperatifçilik, vahşi kapitalizmin dünyadaki en önemli temsilcisi Amerikan emperyalizminin etkisinde kalan ülkemizde hoş karşılanmadı.

Uzun yıllar deyim yerindeyse ‘Tu kaka’ edildi yani.

Ömer Halisdemir’de İlk Kıvılcım’la birlikte 8 kadın üretim kooperatifini görünce, umudum yeniden yeşerdi.

Artarak çoğalmaları dileğimle.