Kaçan Balık Büyük Olur

Yazarlar // 6 Ekim 2014 Pazartesi 00:00

Ragıp GÖKER

Stada girerken yıllardır tanıdığım bir Samsunspor görevlisiyle bayramlaşıyordum ki, ‘’istifa haberi varmış, duydun mu?’’ diye sordu.

Böyle bir haberi duymamıştım ama şaşırmadığımı da söylemeliyim.

Bekliyordum.

Zira Emin Kar, kulübün içinde bulunduğu para sorununun aşılamaz duruma geldiğini söylüyordu sürekli olarak.

Bayram nedeniyle Samsun’da olan Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, AK Parti İl Başkanı Fuat Kılıç’la birlikte maça gelmişti. Başkan Emin Karla bir süre tribünde konuştular. Ne konuştuklarına dair bir bilgim yok ama sanırım bu istifa haberleri gerek Bakan Beyin ve gerekse Köktaş’ın da kulağına gitmiş olmalıdır. Bu nedenle emin olmamakla birlikte bu konu üzerine konuştuklarını zannediyorum.

Bu maç sırasında da protokol tribünü yine doluydu ama stadın taraftarlara ayrılan bölümü ise boştu.

Samsunspor yönetimi eski futbolculara bu sezon passolig kartı çıkarmış ama bu hafta kendilerine öyle bir yer verilmiş ki, eski futbolcuların tamamına yakını bu durumu protesto etmek amacıyla olsa gerek maça gelmediler.

Doğrusunu söylemek gerekirse, stadın neredeyse tamamı boş durumdayken, eski futbolculara reva görülen bu muamele benim de hoşuma gitmedi. Ki; o eski futbolcular Samsunspordan bedava kart istemediler. Eski futbolcularını ödüllendirmeyi düşünen kulüp yönetiminin bunu gereği gibi yapmasını beklerdim.

Maç da iyi değildi.

Özellikle Aminu Umar hariç bizim takımın oyuncuları bayram tatilinde gibiydiler.

Dakkalar 11’i gösterdiğinde Rakibin en etkili oyuncusu Tiago elini kolunu sallar gibi girdiği ceza alanımızda topu Furkan’ın sağından ağlarla buluşturdu.

Bizim defansımızdaki oyuncuların hemen hemen tamamı ağır tank gibi maşallah. Öyle gölü yan sahadaki amatörler bile yemiyor. O yan sahadaki maçlarda bile kimse elini kolunu sallaya sallaya ceza alanına giremez, ‘’nereye hemşerim’’ der birisi.

Topa öyle rahat vurdurmazlar topa yani.

Yönetimin istifa edeceğine dair haberin futbolcuları ve teknik heyeti de etkilediğini düşünüyorum.

Erhan Altın da tatil modundaydı, uyudu resmen.

Rakip 10 kişi kalmış, geçen yıl bizi yükselme gurubuna taşıyan golleri atan Adiloviç’i oyunu almayı maraton tribünündeki seyircilerin ‘Adiloviç’ diye tezahürat tutması sonrasında oyuna almayı akıl etti.

Bir teknik adamın bu duruma düşmesi üzücüdür.

Şimdi o oyuncu spor ahlakından yoksun biri olsa hocasını parmağında oynatabilir. Allah’tan sağlam karakterli bir genç olduğunu bildiğim Adiloviç işini yapmaktan başka bir şey düşünmez de hoca, bir oyuncunun elinde oyuncak olmaktan kurtulmuş olur.

Defansından bir oyuncusu atılmış Adanaspor’u yenmeliydik.

Maça asılmayı son 15 dakikada hatırladı bizim takım. Yani yaklaşık 75 dakika idare ettiler. Bizi de uyuttular kendilerini de.

Rakip istediğini alarak dönüyor Samsun’dan.

Bize ise büyük bir balığı kaçırmış acemi avcının hayal kırıklığı kaldı.

Güya çifte bayram yapacaktık.

Kurban bayramıyla yetindik.