İlker’i yolcu ettik.

Dün İlker’i cennete uğurladık.

Evlat acısının tahammül edilmesi en güç acı olduğu söylenir. Rabbimin, Yener kardeşime, İlker’in anası Zeliha Hanıma, Alper’e  ve Çan Çan’ ımız Caner’e bu acıya dayanma gücü vermesini dilerim.

Ne çokta seveni varmış Cabbar’ ların.

Neredeyse bütün Samsun Büyük Camii’nin avlusundaydı dün.

Her birinden Allah razı olsun.

Ustam İsmail Başaran’ ın da dün yazdığı gibi, acılar paylaşıldıkça azalıyor.

*    *     *

Eti Bakır İşçileri

          Bizim Mehmet Yazıcı, diline pelesenk olmuşçasına Gazi Hastanesinden atıldıkları için hastane önünde kurdukları çadırda bu haksızlığa direnen üç işçinin şanlı direnişini yazıyor sürekli biliyorsunuz.

            Mehmet’ in yazdıklarından biliyorum. Ak Partinin İl Başkanı bile işçilerin işe geri alınmaları için girişimde bulunuyor.

            Nasıl bir güçse, bu üç işçi izinli sayıldıkları işe 3 yılı aşkın bir süredir geri dönemiyorlar. Öyle bir direnç var yani karşılarında.

            Bu üç işçi arkadaşın kaderi, iktidarın içindeki iktidar mücadelesine kurban ediliyorlar gibi bir durum var ortada ve ben bunu anlamakta zorlanıyorum.

            Benzer bir durum Eti Bakır’da yaşanıyor.

            Sendika üyesi oldukları gerekçesiyle aralıklarla 117 işçi, işlerinden atıldı.

            Fabrikanın önünde kurdukları çadırla bu haksızlığa karşı onlarda direniyorlar biliyorsunuz.

            Gazetelere haber oldu bu işçilerin dramı.

            Çadırları bile kundaklandı.

            Yılmadılar. Yılamayacakları da anlaşılıyor, tıpkı Gazi Hastanesinin şanlı direnişçileri gibi direnişe devam edecekler gibi görünüyor.

            Ben de Hedef Halk Gazetesi adına kendileriyle bir Pazar Sohbeti nedeniyle röportaj yaparak dramlarının duyurulmasına yardımcı olmaya çalıştım.

            Sendikalı oldukları gerekçesiyle hiçbir işverenin çalışanını kapı önüne koymaya hakkı olmadığını vurgulayarak, Eti Bakır’ ın sahiplerine kimsenin dur deyip demeyeceğini sordum.

            Sahip oldukları servete güvenerek işçilerini kapı önüne koyan bu işverene kimsenin ‘’Dur’’ demeyeceğini zaten biliyordum ama yine de vicdanlara seslenmek istemiştim.

            İktidara mensup kimsenin kendileriyle ilgilenmediğinden yakınıyordu Eti Bakır’ın mağdurları.

            Dün Bizim gazetenin manşetiydi. Eti Bakır işçilerinin dramı CHP’liler tarafından Meclise taşınıyormuş.

            Bu iyi bir şey.

            Samsun’un bu soruna çözüm bulamayacağı anlaşılmıştır.

            TBMM umarım ve dilerim ki, hem Eti Bakır’daki hem de bu vesileyle gazi Devlet Hastanesindeki dramı sonlandıracak çözümleri üretir.