bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop
Haddini bileceksin
Yazarlar // 18 Kasım 2012 Pazar 19:49

İsmail BAŞARAN

Bir söz vardır ve çok severim onu.
"Sen seni bil sen seni, sen seni bilmez isen patlatırlar enseni..."
Kim ve neden yazdın?
Yazdığın kişiyi tehdit mi ediyorsun?
Kısaca cevap vereyim bu sorulara:
Kime yazdığımı açıklayacağım.
Asla tehdit etmez gereğini yaparım.
Sayın Sadi Subaşı ile Hedef Halk Gazetes'nde köşebaşı arkadaşıyız.
Aynı zamanda bu arkadaşlığımız www.kuzeyhaber.com'da da sürer.
Sadi Subaşı önceki gün isim vermeden iyice sallamış bendenize.
Hoşgörüsüzlükle suçlamış, Trabzonlu olmakla aşağılamış, Trabzonsporlu olmakla da sürdürmüş bu aşağılamasını.
Bugüne kadar yazdıklarımdan dolayı dedikodu yapmakla suçlandığım zamanlar da olmadı değil. Ancak o suçlamayı yapanlar gazeteciydi.
Oysa Sadi Subaşı yıllardan beri Samsun medyasında yazılar yazar, işine gelmeyene sallar, işine gelene ise dokunmaz.
Mükemmel fikir saydıklarını Samsun medyası aracılığıyla Samsunluyla buluşturmak ister.
Bu arada kendisine bu imkanı veren Samsun medyası ve Samsundaki medya çalışanlarını da yazdığı bazı yazılarla aşağıladığının farkına bile varmaz.
Belki varıp da, yeniden gündeme oturmak ister.
Kendi adıma ilk ve son kez buna izin de vereceğim.
Gelelim suçlamalarıyla ilgili cevaplarımıza...
Geçenlere Büyük Samsun Oteli'nin Samsunspor'a devredilmesi fikrine olumlu bakmadığımı dile getirmiş ve "Aman ha, Samsunspr'u mal sahibi yapacağız derken bu kentin bu malını Samsunspor'un hesaplarına temlik koyanlara istemeyerek de olsa kaptırmayalım" özetli bir yazı yazmıştım. Yazıda da Samsunspor'un tesislerinin belediye ile olan sözleşmesine atıfta bulunmuştum.
İşte o yazıdan dolayı Sadi Subaşı'nın şöyle bir saldırısına uğradım:
"Samsunspor tesislerinin bulunduğu alanla olan sözleşmesini gündeme taşıyarak, sanki birilerini göreve davet etmenin kabul edilebilir veya hoşgörü ile karşılanacak tarafı yoktur."
Devam ediyor Sadi Subaşı:
"Şimdi bu arkadaşlara soruyorum; Eğer Trabzon'da yaşıyor ve Trabzon'da gazetecilik yapıyor olsalardı, bu yazıları Trabzonspor için yazabilirler miydi?"
Sadi Subaşı yazısında bir başka konuya daha değiniyor, "Trabzon Liman ihalesine giren Samsunlu işadamı Yıldırımların o ihaleyi kazandığını hatırlatıyor ve "Yıldırımlar zorlanarak kazandıkları o ihaleden vazgeçirilmiş ve Liman işletmesi 49 yıllığına Trabzonspor'a kiralanmıştı." diyor, ihaleye fesat karıştırıldığı iddiası ve suçlamasında bulunuyor.
Bu konuda elinde bilgi ve belge varsa neden saklıyor ve bunları neden kamuoyuyla paylaşmıyor?
Gelelim Sadi Subaşı'nın bu suçlamalarına vereceğimiz kısa cevaplara.
Sadi Subaşı, adında spor da yer alan Samsun Spor Eğitim Vakfı'nın (SAMSEV) dönem dönem başkanlığını yapmıştır. O zamanlar Samsunspor için hangi çalışmaları başlatmış ve olumlu sonuçlandırmıştır?
Sadi Subaşı'nın Trabzon basını ve Trabzonspor'u örnek göstermesinin altında bu iki şehrin birlik ve beraberliğinin bozulması ve aralarına nifak sokulmasından başka bir niyeti var mıdır?
Sadi Subaşı yazısının bir bölümünde "Bu kent sahipsiz" derken neyi anlatmak istemekte, idari ve siyasi yöneticilerine hangi hesapları sormaktadır?
Yazısından anladığım kadarıyla Sadi Subaşı Trabzon basınını da tanımıyor ve "Samsunspor'u eleştiren gazetecilere Siz Trabzon'da olsaydınız eleştirebilecek miydiniz" diye sormaktadır.
Sadi Bey, burada Trabzon medyasını savunmak bana düşmez ancak okursanız yakından takip ederseniz gerçekleri görebilirsiniz sanırım. Bu satırları yazan kişi Trabzon medyasını çok yakından tanımaktadır, çünkü mesleğe orada başlamış ve bir süre sürdürmüştür.
Evet, Sadi Subaşı'nın yazısına koyduğu başlıkta da yer aldığı gibi "Samsunspor'a yapılanlar ayıptır."
Sadece ayıp değil suç olup olmadığı konusu da yargıdadır Sadi Bey.
Samsunspor üzerinden Samsun ve Trabzon şehirlerinin arasına ikilik sokmak da ayıptır.
Sorumsuzluk örneğidir.
Sadi Subaşı'nın yaptığı en büyük yanlış ise nedir?
Samsunspor'a, İl Özel İdaresi tarafından verilmesi gündeme taşınmak istenen Büyük Samsun Oteli ile ilgili durum yargıdadır.
Yargı bu konudaki kararını vermeden isteklerde bulunmak yargı kararına müdahale anlamı taşımaktadır.
Fazla da uzatmak istemiyorum.
Ancak bir tespitte de ben bulunmadan geçemeyeceğim.
En büyük ayıp "Samsunspor'a yapılanları" yazmamaktır.
Sadi Bey yazısında "Samsunspor'a her koşulda destek olmaktan" bahsediyor.
O şarta gazeteci olunmuyor Sadi Bey, yalama olunuyor, yalama...
Ve Samsunspor'a gerçekten ihanet ediliyor o durumda...
Fazla uzatmayayım.
Bir "Gazeteci" olarak köşebaşı arkadaşımla bu konuda özellikle de sütunlarda tartışmayacak ve şehir halkının hakkını gasp etmeyeceğim.
Başta da söyledim; Herkes haddini bilmeli deyip noktalayalım...

ŞAHİN ADAYLIĞI KONUSUNDA NE DEDİ?
Bafa Belediyesinin AK Partili Belediye Başkanı Zihni Şahin önümüzdeki dönemde belediye başkanlığına yeniden adaylığını koyacağını açıkladı.
Şahin bu açıklamayı, Kanal 52 Televizyonunda Soner Cabbar'ın hazırlayıp sunduğu "Samsun Konuşuyor" programında yaptı.
Zihni Şahin, başladığı projelerini bitirmek istediğini söyledi ve bu nedenle yeniden aday olması gerektiğini savundu.
Peki bu ifadenin altında ne gibi bir düşünce yatıyor?
Şahin belediye başkanlığını acaba çantada keklik gibi mi görüyor?
Sokakta vatandaşın söylediklerine bakılırsa hiç de öyle değil...
Benden hatırlatması…

GÜNÜN FIKRASI
Temel askerdeyken yeni başçavuş gelir ve tüm bölüğe şöyle der:
-"Sakın benim adımı unutmayın, benim adım Arslan oğlu Arslan.. Eğer adımı unutursanız geldiğimde canınıza okurum." Ve başçavuş gider. Aradan haftalar geçer, başçavuş gelir herkese adını sorar ve hepsi bilir.
Sıra Temel'e gelir.. Temel:
-"Bi hayvanoğlu hayvandi da hacan ismini bilemeyrum?"

GÜNÜN SÖZÜ
Baskı ve şiddet yalnızlıktan doğar, karakter dünyanın fırtınaları ve dalgaları arasında şekil alır. Goethe

DUVAR YAZISI
8 dil bilen adam öldürüldü, zanlısı toplu katliam suçundan yargılandı.