bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop
Enseyi Karartmadan Gitmek
Yazarlar // 24 Ekim 2015 Cumartesi 00:00

Ragıp GÖKER

Çetin Altan’ın TİP (Türkiye İşçi Partisi) üyesi bir milletvekili olarak mecliste saldırıya uğradığı yıllarda, Aşağıçinik köyünde çocukluğumu yaşıyordum henüz.
Köydeki evimize radyonun geldiği tarihin, onun mecliste olduğu tarihlere denk geldiğini biliyorum.
Ve fakat
Nice sonra gazetelerden okuduğum o olayın olduğu yıllarda, henüz dünyada olup bitenle ilgilenecek bilince erişmemiştim.
Bugün bile hala çok konuşulan Akşam Gazetesindeki ‘TAŞ’ köşesinde yazdıklarını da okuyamadım.
Ama daha sonra Milliyet ve Güneş’teki ‘’Şeytanın Gör Dediği’’ köşenin müptelalarından biri oldum.
Dün sonsuzluğa uğurladığımız ‘Büyük Usta’ Çetin Altan’la bir ara Samsun Büro Şefliğini yaptığım Güneş’te aynı çatı altında çalışma onuruna eriştim.
Çetin Altan, bize hep demokrasinin erdemlerini ve çağdaş bir toplumda yaşamın güzelliklerini anlattı.
Köylü kızların mini etekle bindikleri bisikletlerle köy meydanına indikleri günlere ulaştığımızda çağdaş bir toplum olabileceğimizi yazıyordu 80’li yıllarda.
O’nun için ‘’Türkiye’nin Jean Paul Sartre’ı’’ yakıştırması yapılıyordu ama çok farklı görünse de aslında o hep bizden biriydi.
Bu topraklarda yaşayanların daima refahını düşündü.
Son yazısında ‘’Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasi geldiğini görmeden ayrılacağım bu dünyadan’’ diye yazmıştı.
Ama umudunu da yitirmemişti Büyük Usta.
‘’Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Gene de hayal kırıklığı yaşamıyorum, Menzil-i maksuda ulaşılmasa da çok yol katettik.
Bir ömür, sadece amaca ulaşmak için harcanmaz. O amaca doğru atılacak bir iki adıma yardımcı olmak için de harcanır’
’ diyerek, ‘’Başlamak bitirmenin yarısıdır‘’ özdeyişini örnek almamızı ve hedeflerimize ulaşmak için yılmadan çalışmamız gerektiği öğüdünü verdi.

Gelecek kuşaklara da ancak böyle yaparak örnek olabileceğimizi de anlatmaya çalışmıştı.
Köylü kızlarıyla, paşa kızlarının mini etekle bisiklete bindiği günleri göremeden gitti Çetin Altan ama ülkemizin demokrasiyle gelişebileceğine dair inancını hiç yitirmedi.
Son yazısında ‘’Biz torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakamıyoruz. Ama siz uğraşırsanız, mücadeleden vazgeçmezseniz, dünyadan ayrılırken ‘torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakıyoruz’ deme mutluluğunu tadabilirsiniz. ‘’ derken Mücadeleden vazgeçmemiz gerektiğini de anlatmaya çalışıyordu.
Sosyalist bir milletvekili olarak girdiği TBMM’de dayak yedi yılmadı.
Kitapları toplatıldı küsmedi.
Hapse atıldı ama inandıklarını söylemekten ve yazmaktan asla vazgeçmedi.
Enseyi asla karartmadı.
Giderken de bize mirası ‘’Enseyi karartmayın’’ öğüdü oldu.