Dingonun Ahırı

Milli Eğitim Banlarımızdan Reşit Galip Beyin, Atatürk sevgisinin çocuklara aşılanması amacıyla kaleme aldığı ve ‘’Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’’ diye başlayan ‘Andımızı’ okullarımızda yaklaşık 80 yıl boyunca her sabah coşkuyla söyledik.
‘Açılım Sürecinde’ bazı resmi dairelerdeki ‘TC’ ibaresinin kaldırılmasıyla birlikte, andımızı da söylemez olduk.
Okunması, yasayla yasaklanmış olmasa da bazı okul müdürleri, durumdan vazife çıkararak açılım sürecinde alınan bu kararı hala uyguluyor.
Oysa ülkemiz, adına ‘Açılım Süreci’ denilen bu uygulamaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Domabahçe Mutabakatını’ sert bir dille eleştirmesinin ardından son verilmişti.
Başbakan Binali Yıldırım da, geçen ay yaptığı açıklamada ‘’Açılım, maçılım yok’’ demişti.
İzmir’in Karşıyaka’sındaki bir okulda çocuklar ‘Andımızı’ okumak istemişler.
Okulun müdürü, ‘’Burası Dingonun ahırı değil’’ diyerek çocukları azarlamış.
FETÖ’cü hainlerin başarısız darbe teşebbüsü sonucu yaklaşık 250 şehidin verildiği 15 Temmuz gibi bir travmayı yaşadı ülkemiz.
Bölücü hainlerin de askerlerimize kurduğu tuzaklar sonucu, Güney Doğu Bölgemizden her gün şehit haberleri geliyor.
Daha dün, Al Bayrağa sarılı tabutlarda 10 Kınalı Kuzumuzu, dualarla sonsuzluğa uğurladık.
Kahraman ordumuz, ülkemizi IŞİD belasının tehdidinden korumak için sınır ötesi harekât yapıyor.
Çocuklarımızın ‘’Türküm, doğruyum, çalışkanım’’ diye başlayan andımızı söyleyemeye en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz.
Hasan Tahsin gibi bir kahramanı yetiştirmiş İzmir’in yurtsever ve yürekli çocukları, eminim o müdür bozuntusuna gereken cevabı vermiştir.
O müdür henüz anlamamış ama bu ülkenin ‘Dingonun ahırı’ olmadığını, 15 Temmuz gecesi dosta, düşmana gösterdik aslında.
O okul müdürünü, andımızın ‘’Türküm, doğruyum, çalışkanım’’ diye yazan bölümü mü rahatsız etti acaba.
Zira ‘Küçüklerimizi korumak, büyüklerimiz saymak, yurdumuzu, milletimizi özümüzden çok sevme ilkemizin yükselmek ve ileri gitmek ülkümüzün’ bu ülkede kimseyi rahatsız edeceğini sanmam.
Ama andımızın ‘Ey Büyük Atatürk!’ diye başlayan bölümünün, bu ülkede özellikle bölücüleri ve bazı gericileri rahatsız ettiğini biliyoruz.
Ve fakat
Ulu Önderin  ‘açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğiz’.
Ben de İzmir’in Karşıyaka’sındaki o çocuklar gibi düşünüyorum.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Şevkle, inatla ve gururla bir kere daha diyorum ki;
Ne Mutlu Türküm diyene!