bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop
Çocuklarımızı Koruyamıyoruz
Yazarlar // 3 Kasım 2016 Perşembe 14:02

Ragıp GÖKER

Her gün şehit haberi geliyor.
Hain tuzakların kurbanı olan ‘kınalı kuzularımız’ bir bir toprağa düşüyor.
30 yılı aşkın süredir terör belasını def etmeye çalışıyoruz.
Binlerce şehit verdik.
Lanet terörü önlemek için her yıl bütçemizin büyük bölümünü de harcıyoruz.
‘’Terör olmasaydı, bir o kadar daha büyürdük’’ inancındayım.
Teröre harcadığımız paraları kalkınmamız için kullanabilseydik herkes refah içinde yüzerdi, güneydoğumuzda gökyüzüne kan ve barut kokusu yerine, fabrika bacalarından çıkan kömür kokusu yükselirdi.
Bizi bize bırakmadılar.
Bu yüzden hep bir şeylerimiz eksik kalıyor.
Bütçemizden eğitime ayıracağımız payın büyük bir bölümü, yurt savunmasına gidiyor.
Eğitim sistemimiz de rayına oturmuyor maalesef.
Eğitimin topal kaldığını, Milli Eğitim Bakanlığı da biliyor olmalı ki, her yıl sistemi değiştirmeye çalışıyor.
Çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan korumanın birinci koşulu eğitimdir.
İstatistikler, beladan uzak duran gençlerin iyi eğitim alanlardan oluştuğunu gösteriyor.
Çocuklarımızın tamamına iyi eğitim veremediğimiz için, kötü alışkanlıklardan korunmak gibi yeterli bilinci de aşılayamıyoruz maalesef.
Bunu fırsat bilen zehir tacirleri de sokaklarda cirit atıyor.
Büyük tehlike altında olduğu iddia edilen şehrin güneyindeki mahallelerimizi,
‘ağır abilerin’ korumaya çalıştığını duyuyorum ama onların çabaları da yeterli olmuyor anlaşılan.
Fuar alanında bir karakolumuz var biliyorsunuz.
Arkadaşlarımla öğle saatlerinde karakola çok yakın bir çay bahçesinde toplanır sohbet ederiz.
Fuar alanında Büyükşehir Belediyesinin sergi, kermes gibi uygulamalar için kullandığı küçük bir park vardır.
Her nedense, bende o park alanının kaderine terk edildiği izlenimi uyanır.
Geçen hafta çay bahçesine giderken, o parkta, yaşlarının 15-16 dolayında olduğunu tahmin ettiğim iki çocuğa rastladım.
Birisi sigara benzeri bir şeyden çekiyor ve sonra da tükürüyordu.
Adını sık duyduğumuz o sentetik uyuşturucudan kullanıyor olmalıydı.
Bir diğeri de boş gözlerle bakarak, bana doğru yürüyordu.
İki adım attı ama sanki bulutların üzerinde yürür gibiydi, bu yüzden üçüncü adımı atmak istese de bunu başaramadı.
Dizlerinin üzerine çöktü aniden.
Elindekinden bir şeyler çekmeye çalışan diğeri ise, arkadaşının bu durumuna kahkahalarla gülmeye başladı.
Yardım etmek istedim ama yaklaşmadım.
Çocukların bana zarar verebilecek olmasından korktum çünkü.
Uyuşturucu illeti, 15-16 yaşında ki çocuklara bulaştırıldıysa ve bunu karakolun 100 adım uzağında kullanmaktan çekinmiyorlarsa, bu durumu büyük bir felaket olarak görmeliyiz.
Çocuklarımızı koruyamıyoruz maalesef.
Oysa çocukları korumak devletin asli görevidir.