CHP'nin Kurultayı

Kemal Kılıçdaroğlu’nun tek aday olarak seçime girdiği CHP’nin 35. Kurultayı yapıldı.
Gerek kurultaya katılan delegeler ve gerekse TV’lerde yapılan yorumlara bakarak, öncekilere oranla son kurultayın çok sönük geçtiği anlaşılıyor.
Oysa Kılıçdaroğlu, bu kurultayın değişimi başlatacak olan bir kurultay olacağını söylemişti.
Öyleyse neden heyecan azdı.
Bunun en önemli nedeni, seçime tek adayla gidilmiş olmasıdır.
Ama bunun kusurunu parti yönetiminde aramamak gerekir.
Kurultay’ın heyecanını yok edenler Muharrem İnce ve Umut Oran’dır.
Her ne kadar yeterli imzayı bulamasa da Mustafa Balbay, yarışı sonuna kadar sürdürmüştür.
Bir siyasi partide, görevde bir yönetim varken genel başkanlığa aday olmak cesaret ister.
Son yıllardaki ömrünün bir bölümünü zindanlarda geçiren Balbay’ın cesur adam olduğunu zaten biliyorduk, bu özelliğini kaybetmediğini görmekten son derece mutlu olduğumu söylemek isterim.
Keşke o kürsü konuşmalarında kendisine herkese hayran bırakan Muharrem İnce ve Umut Oran da, başladıkları işi sonuna kadar götürebilselerdi.
Sönük geçtiği söylenen kurultay, CHP’de değişimin başladığına dair ilk işaretleri de vermiş oldu.
Kurultay’ın en büyük sürprizi, Gürsel Tekin’in liste dışı kalmasıdır.
Enis Berberoğlu ile Mehmet Bekaroğlu’nun liste dışı kalmalarını ise sürpriz olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
Parti Meclisine Samsun örgütünden kimse girememiş ama Ankara Milletvekili Haluk Koç’un yanı sıra, Havza doğumlu olduğunu bildiğimiz Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın yeniden Parti Meclisine seçilmeleri tesellimiz oldu.
Kurultay, CHP’de değişimin başlayacağına dair işaretleri verirken, bunun olabilmesi için henüz vaktin erken olduğunu da söylemek lazım.
Teşkilat yapısı nedeniyle değişim hareketi bundan sonraki süreçte de yavaş işleyecektir.
Ama Parti içi demokrasinin işlemesi için özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun gayretini görmek de sevindiricidir.
Buna verilecek iki güzel örnek var.
Birincisi, Kılıçdaroğlu, kabul etmemiş olsa da rakiplerinden Muharrem İnce’ye ‘’Yardımcım ol’ diye teklifte bulunmasıdır.
Biliyorsunuz, Kılıçdaroğlu bu inceliği gösterirken, başka partilerde bunu göremiyoruz.
Sinan Oğan örneğinde olduğu gibi özellikle MHP’de Devlet Bahçeli’nin, kendisine rakip olanları partide görmeye bile tahammül edemediği biliniyor.
İkinci güzel örnek de Parti Meclisinin çarşaf liseyle seçilmesidir.
Kılıçdaroğlu 52 kişilik adayı için 104 kişilik bir anahtar liste hazırlatmış.
Delegelere bol seçenek sunulmuş yani.
Kılıçdaroğlu ve ekibinden bundan sonra beklenen partideki değişimi tamamlayarak, CHP’yi iktidar alternatifi olacak bir partiye dönüştürmesidir.