Çarşamba'yı Sel Almadı ama Duman Alacak

Rahmetli Yıldıray Çınar’ın bir zamanlar dillerimize pelesenk olmuş “Çarşamba’yı sel aldı, bir yar Sevdim el aldı” diye bir bir türküsü vardı biliyorsunuz.

Türkiye, tıpkı Kızılırmak gibi Yeşilırmak üzerine de barajlar yaptı.

Çarşamba’yı artık sel almıyor bu sayede.

Barajlar, suyu tutarak, ovalarımızın sulanmasını sağlarken, ülkemin gelişmesine  elektrik üreterek de katkı veriyor.

İkisi büyük, ikisi orta ölçekte, bazıları da küçük çapta olmak üzere elektrik üreten çok sayıda baraj var bu topraklarda.

Dün Yener Cabbar’ın da yazdığı gibi Anap’ın iktidarda olduğu dönemlerde ülkemizin enerji açığının kapatılmasına çareler aranırken, bunu fırsat bilenler, mobil santralleri gündeme getirmişti.

Anap’tan seçilmiş Samsun’un eski Büyükşehir Belediye Başkan’ı, kömürün bol, deniz ulaşımının da kolay olduğu, Bartın’ı gözlerine kestirmişlerdi ama Bartın’da beklemedikleri bir dirençle karşılaşınca o santrali orda kurdurmayan zamanın Enerji Bakanlığı, söz de verdiği Rizeli o büyük müteahhidin imdadına yetişmek için çareler ararken, sonradan AK Parti kadroları arasında yer alacak zamanın Anap’lı Büyükşehir Belediye Başkan’ı,”O santrali gelin Samsun’da kurun” diye çağrıda bulunmuş, bunun için davet mektubu bile göndermişti.

Samsun ayağa kalkmış, santralin kurulmasını engellemeye çalışıyorlardı.

AK Parti’de yeni kurulmuştu.

Tekkeköy’de yapılan protesto gösterilerinin en önünde bugün Büyükşehir Belediye Belediye Başkan’ı Mustafa Demir’de vardı.

Ama minareyi çalanlar önceden kılıfını hazırlarlar ya, santraldiler kolaylık sağlamak amacıyla devleti yönetenler her türlü önlemi almışlardı.

Olmadı tabi.

Santralcilerin fendi, Samsun halkının direncini yenmişti.

Kurulan bir değil üstelik iki santraldi.

Daha sonra Terme’ye OMV’nin santrali kuruldu.

Kurdelasını da, daha sonra Bayındırlık Bakanlığı koltuğuna oturan Mustafa Demir kesti.

Oysa aynı Mustafa Demir, AK Parti’nin kurulduğu denemelerde Tekkeköy’deki mobil santralleri protesto edenler arasındaydı.

Mobil Santralcilerin davet edildiği o mektubun etkisiyle olsa gerek, Samsun’u nedense termik santraller için uygun bir yer olarak gördü birileri.

Topraklarımızda termik santral istemiyoruz.

Bu konuda direncimiz var.

Bu direncimizi kırmayı ilkin Terme’de denediler.

Terme’de direndik.

Kıramadılar direncimizi.

Şimdi Çarşamba’yı deniyorlar.

Biyokütle Enerji Santrali diyorlar adına.

Bir değil üstelik, iki santral.

Bununla da yetinilmeyeceği, sırada ikisinin daha geleceğini iddia edenler bile var. Çarşamba’yı sel almadı ama önlenemezse, baca dumanlarının esir alacağı anlaşılıyor.

Ki, Terme’deki o termik santral gündeme geldiğinde, Samsun topraklarında kurulacak 8 santral için projelerin hazır olacağı konuşuluyordu.

Terme’de gösterilen direnç, birilerini korkutmuş olmalıydı.

Gizli kalmalıydı bazı şeyler.

Santral mi kurulacak, bunun için Çarşamba’nın verimli topraklarını, verimsiz göstermek için direnen bürokratları sessizce değiştirmek mi geriyor.

Oluşması muhtemel direnci kırmak için de bilgiler gizli tutulmalı, gerekli çalışmaların tamamı el altından yürütülmeliydi.