Büyü Bozuldu

Büyü bozuldu.
Beş haftalık yenilmezlik serimiz, Balıkesir deplasmanında son buldu.
Fakir tavuğunun tek tek yumurtlaması gibi takımımız yenilmese de, berabere kalarak puanları topluyordu.
Biz de buna seviniyorduk.
İyi kalecilerin kötü gol yediğine inanılırmış ya, Furkan Köse’nin yediği gol de, ona yakıştıramayacağımız türdendi.
O gole kadar aslında dengeli bir oyun vardı sahada.
Hatta rakibin üstüne  gidiyorduk.
Bir kontra atak sonrası oluşan kornerden gelen topu kontrol edemeyince, uzaktan çekilen şut kalemizde gol oldu.
Bu gol, takımın balansını bozdu, direncini de kırdı.
İyi top oynamadığımızı biliyoruz.
Az sayıda bulduğumuz pozisyonları da cömertçe harcıyoruz.
Golcülerimiz uzun süredir suskun.
Chibuike zaten yok gibi.
İkinci golü de, onun hamle zamanlamasında yaptığı hatanın sonucunda rakibin kazandığı serbest vuruştan yedik.
Jonathan Ayite’deki form düşüklüğüne ise şaşırıyorum.
Dünya Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt’un amcası, köylerinde dağdan odun taşıyan Kula Dayı’yı suyun başında düşünceli görünce ‘’Eşeğin ne oldu?’’ diye sormuş.
‘’Suya düştü, yedi çeşit yüzme biliyordu ama hangisini deneyeceğine karar veremeyince boğuldu’’ demiş.
Ayite de o hesap, ayağına gelen topları nasıl kullanacağına karar veremeyince hepsini kaybediyor.
Orta alanımızda oyunu iki türlü oynayacak adamımız yok.
Çağrı çok top kazanıyor belki ama kazandıklarının yarısını kaybediyor.
Hücum aksiyonlarımızdan verim alamamamızn nedeni de bu olsa gerek.
Bulunduğumuz yer itibariyle tam anlamıyla ateş çemberindeyiz.
Kayyum geldi geleli işler iyi gidiyor gibi görünüyor ama iyilik bizim için göreceli bir durum aslında.
Bu sene düşmesek bile ki, bu takımın Lig’de kalacağına gönülden inanıyorum.
Seneye ne olacak?
Bunu kendimize bile sormaya korkuyoruz.
Borç ayyuka çıkmış.
Tahtayı açamadık, açamayacağız da.
Önümüzdeki yılı şimdiden planlamalıyız.