Bugünün önlemini almayanlar!

Hedef Halk Gazetesi’nin dünkü sayısının manşetiydi. Gazete dere ıslahlarını konu almış ve soruyordu:
Bu nasıl ıslah?
Haber bir de fotoğrafla desteklenmişti.
Islah edilmekte olan derelerde yapılan çalışmalar için önlem alınmamış, çocuklar buralarda oynuyordu.
Ne bariyer vardı ne de başka bir önlem.
Oysa gelip geçerken “İşte yıllardır yapılmayan ıslah nihayet gerçekleştiriliyor” diye düşünüyordum o çalışmayı görünce.
Haberi okuyunca birilerinin Samsunluları yine aldatmak üzere olduğunu öğrendim.
Bugünün önlemini alamayanlar, yarının önlemini nasıl alacaklar?
Gelin bu sorunun cevabını siz verin.
Veremiyorsunuz değil mi?
O zaman, Samsun’da gerçekleri kamuoyuna taşıyanları neden eleştiriyorsunuz ki, sadece yandaşlık veya siyaset olsun diye mi?

ATAKUM VE YAKAKENT
“Deniz kendisinden alınanı eninde sonunda geri alır.”
Bu cümleyi hemen hemen her vatandaş dalgalar sahil dolgularını geri aldığında söyler.
Söyler de o dolgu yapılırken doğru mudur değil midir diye hiç kimse incelemez.
Hatta sanırım ilgililer bile siyaset kurumunun baskısı altında kalıp bu incelemeyi gereğince yapmazlar.
Çünkü yapsalar sonuç bu olmaz.
Atakum Belediye Başkanı Sayın Metin Burma bir süre önce basın mensuplarını almış ve Taflan sahillerine getirip deniz tahribatını yerinde göstermişti.
Yapılan yolların nasıl deniz tarafından bozulduğunu dile getirmişti.
Sonuç:
Kocaman bir sıfır…
Deniz buradaki tahribatını sürdürüyor.
Aynı deniz bu kez de Yakakent ilçesinde tahribat yaptı.
Şu işe bakın ki bu iki ilçenin belediyeleri de CHP’li!
Yakakent’teki tahribat genellikle Kozköy altı denilen bölgede gerçekleşti.
Buradaki yazlıkların büyü bölümü deniz tahribatı nedeniyle tehdit altında kaldı.
Deniz kenarındaki istinat duvarları yıkıldı.
Şimdi birileri çıkıp “Denizin tam da kenarına o binalar nasıl yapıldı?” diye soracaklar akıllarınca.
Peşinen söyleyelim, o binalar denizin kenarına yapılmadı.
Deniz, yıllar içinde sahilde yaptığı tahribatla evlere kadar geldi.
Neden?
Çünkü zamanında yeterli önlem alınmadı.
Şimdi ne olacak?
Yeterli önlem alınacak mı?
Hiç sanmıyorum.
İnsanlar orada “Denizin evlerini ne zaman alacağını sadece bekledikleri ve düşündükleri” takdirde o önlem alınmayacak…

MEHMET ATALAY’DAN ÖYMEN AÇIKLAMASI
CHP Samsun İl Başkanı Sayın Mehmet Atalay, dün bu sütunlarda yer alan “CHP’liler Altan Öymen’i tanımıyorlar mı?” başlıklı yazıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Aslına bakarsanız bunun adına açıklama değil de “Bilgi paylaşımı” de denilebilir.
Sayın Atalay, CHP Eski Genel Başkanı Sayın Altan Öymen’in Samsun’a gelişinden haberdar
edilmediklerini dile getirdi.
Sayın Atalay konuyla ilgili bakın ne dedi:
“Partimizde eski genel başkan, eski vekil veya halen görevde olanlar gelirken haber vermeliler. Sayın eski genel başkanımız Altan Öymen’in Samsun’da Üniversitedeki toplantıya konuşmacı olarak gelecek olmasından benim bile haberim olmadı. Oysa bir türlü bize haber verilseydi mutlaka kendilerini Hava Alanında gerektiği gibi karşılar, alır partimize getirir kahvemizi ikram ettikten sonra konuşmasını yapacağı yere birlikte giderdik.”
Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere CHP’de bu konuda bir kopukluk yaşanıyor.
Peki yapılması gereken ne?
Bir ile gidileceği zaman mutlaka o il başkanına haber verilmeli. Veya Genel Merkeze haber verilmeli, Genel Merkez de ile duyurusunu yapmalı.
Aksi durumda bu tür aksaklıklar çokça yaşanacak ve seçim öncesi hiç de olumlu puan kazanılmayacak.

GÜNÜN FIKRASI
Azrail Temel’in yanına gelir ve “kardeş vaktin tamam hadi gidelim” der. Temel de uyanık ya yalvarır “Bana 5 yıl süre ver ondan sonra gel al canımı” diye.
Azrail “tamam” der.
Temel de kendi kendine “pilot olursam beni havada yakalayamaz” der ve başlar pilotluk yapmaya.
Beş yıl sonunda Azrail pilot Temel’in yanına gelir ve “vakit doldu gidelim” der.
Temel “Şimdi canımı alsan arkada 300 yolcu var onlar ne olacak” diye sorar.
Azrail cevap verir:
“Oğlum hepinizi bir araya getirene kadar anam ağladı zaten..”

GÜNÜN SÖZÜ
İnsan özgür olmadan mutlu olamaz. Dante

DUVAR YAZISI
Karanlıkta mehtapta oturmak iyidir... Ama mehtapla karanlıkta oturmak daha iyi!