Bizden Alınan Oyları İstiyoruz

DSP Genel Başkanı Masum Türker “Türkiye Birlik Platformu” kurmak için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürdüklerini söyledi ve sonra da ekledi:
“Bizden alınan oyları istiyoruz…”
Masum Türker, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun medya aracılığıyla kendilerine yaptığı çağrı için ise “Hiç hoş olmadı” ifadesini kullandı.
Sayın Türker bakın neler söyledi:
“Türkiye Birlik Platformu kurulması için harekete geçtik.  Gerekirse CHP ile ve AK Parti dışındaki diğer partilerle bir araya gelinebilir. Ortak bir yol bulunur. Biz bu düşüncedeyken CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu “Partiyi kapatıp gelin” mesajını hem de medya aracılığıyla bize gönderdi. Bu hiç etik değildi. DSP bir partidir ve kurulları vardır. Ben bu kurullara danışmadan partiyi nasıl kapatırım. CHP de bir parti ve kurulları var. Kılıçdaroğlu bu kurullara sormadan karar almadan DSP’ye nasıl gel diyebilir. Bu doğru olmayan bir anlayıştır. Benim olsun küçük olsun mantığından başka bir şey değildir.”
Masum Türker oylarının yüzde üç gösterilmesi ve seçime girmeleri durumunda sadece CHP’den oy alacaklarının ileri sürülmesinin de yanlış olduğuna işaret etti.
Aslına bakılırsa Masum Türker CHP’nin oylarının peşinde değilmiş. Bu kendi ifadesi.
Bu konudaki görüşlerini bakın nasıl açıklıyor:
“Yapılan kamuoyu yoklamaları şu anda yaklaşık 12 milyon seçmenin beğendikleri bir parti olmadığı için sandık başına gitmeyeceklerini gösteriyor. Biz bu oyların ve de 2002 yılındaki oylarımızın peşindeyiz. Bu oyları aldığımız zaman AK Parti kesinlikle iktidara gelemeyecektir. İşte bu nedenle seçmenin gözünde bizim oylarımızın yüzde üç ve altında gösterilmesi kampanyası var. Bunu kırdığımız zaman iktidarı değiştirebiliriz…”
Olur mu olur Vallahi.
Son elli yılda Türkiye’de neler olmadı ki…
Bir kitapçık fırlatıldı diye iktidar değişmedi mi?
O kitapçık fırlatılıp atıldığı için mi şimdi uyulmuyor ona???

BİSİKLET VE MOTOSİKLET GİREMEZ
Eskiden adı İstiklal Caddesi idi, halk arasında ise Çiftlik Caddesi olarak biliniyordu.
Şimdilerde vatandaş yeni bir isim bulmuş bölgeye; Öz er Suriye Bölgesi diyorlar.
Nedeni basit.
Çünkü neredeyse üç kişiden biri Suriyeli. Veya bana öyle geliyor.
Samsun Valiliğinin cevaplaması istemiyle buradan sormuştum Samsun’da ne kadar yabancı olduğunu ve nereden geldiklerini.
Ancak ne hikmetse bir cevap alamadım.
Ya beni veya medyayı ciddiye almıyor Valilik veya rakamı açıklamaktan korkuyorlar.
Milleti galeyana getirmemek amacıyla.
Bir kez daha sorayım; Samsun’da kaç yabancı var, bunların kaçı Suriyeli ve nereden geldiler nasıl geçiniyorlar.
Kendilerine devlet yardımı yapılıyor mu, yapılıyorsa hangi yolla yapılıyor?
Her neyse, konumuz bu değildi ya.
Bu bölgeye bisiklet ve motosikletin giremeyeceği yolunda tabela ilişti gözüme. Şehir Kulübü’nün oradan bu caddeye girişte.
Gelin görün ki hem bisiklet görüyorsunuz orada, hem motosiklet.
Motosikletliler ise sözüm ona denetim yapan polisler.
Almışlar altlarına oyuncak gibi elektrikli motosikletleri dördü beşi bir araya geziyorlar.
Caydırıcı mı oluyorlar yoksa vatandaşın yanında bitiverip korkmalarına mı yol açıyorlar.
Hiç olmazsa beni keriz yerine koymayın, motosiklet ve bisiklet giremez levhasını sökün oradan…

BÜFELERİ YIKTILAR NE YAPIYORLAR?
İstiklal Caddesi’nin Öğretmenevi Kavşağından Şehir Kulübü’ne kadar olan bölgesinde yolun kenarında büfeler vardı.
Bunlar yıkıldı.
Neden?
Çünkü orada da çalışma başlatılacaktı Mart ayında.
Başlatıldı mı?
Henüz başlatılmadı ancak Mart ayı da çıkmış değil, her an başlatılabilir.
Ancak bu başlangıç işi bana göre biraz uzayacak sanırım.
Belki bir ay belki iki ay belki de bir yıl.
İşin orasını Büyükşehir Belediyesi ilgilileri bilirler.
Ancak uygulamayı görünce şaşırıyor insan.
Büfeyi yıktıranlar oraya başka bir prefabrik konduruvermişler.
Sağlık Müdürlüğü’nün köşesine Belediye Zabıta kulübesi yapılmış.
Yahu madem başlamayacaktınız çalışmalara vatandaşın üç kuruş kazandığı büfeleri neden yıktırdınız.
Bu nasıl bir anlayış?
Ayıp değil mi?

GÜNÜN SÖZÜ
Erkeklik ağlamamakla olmuyor, Bir de kadınını ağlatmamak gerekiyor...