Bir Lisan Bir İnsan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Tayyip Erdoğan’ın spor salonları ve stadyumlara ‘Arena ‘ adı verilmesini eleştirmesiyle başlayan tartışmanın sonucunda salon ve statlardan ‘Arena’ adı silinecek mi merak ediyorum.
Sponsorluk anlaşmaları ortadayken bunun zor olacağını düşünenler olabilir ama bu ülkede Cumhurbaşkanın sözünün üzerine söz söyleyen olamayacağına göre, değişim için bir yol bulunacaktır mutlaka.
Yeni nesil, kahvehanelere yine ‘Kafe’ demeye devam edecek ancak, Celal Şengör Hoca gibi ben de, bu konuda Cumhurbaşkanını haklı bulanlardanım.
‘Bir lisan, bir insan’ tekerlemesiyle büyüdük ama bunun dahası var. Araştırmalar, iki dil bilmenin insan beynini farklı şekillendirdiğini ve beyin ağlarının farklı bir yapı sergilediğini ortaya koyuyor.
Bir fazla dili konuşabilmek, bunun getireceği ekonomik kazançtan daha fazla anlam taşıyor olmalı.
Çoğu zaman ‘’ana dilimizi bile doğru konuşamıyoruz, iki dili nasıl öğreneceğiz?’’ diye kendi kendime sorarım.
Buna karşın millet olarak yabancı hayranlığımız da hep vardı.
Tabelalara bak, dört tabeladan üçü yabancı kelimeden oluşuyor.
Adam bizim Atakum’daki lokantasına ‘’Keçi’’ adını vermiş ama bunu ‘’Keçhi’’ diye yazmış.
Biride bildiğin simit ve börek yapıp satıyor ama işyerine ‘’Simit Center’’ tabelası asmış.
Suyu mu çıktı simitçinin.
Simitçisin sen simitçi kalsana.
Bir başka örnek yine bizim buralardan ‘Eat Fit’.
Demek istiyorsun arkadaş.
Bunun anlamını tam olarak o işyeri sahibinin bilmediğini tahmin etmekle birlikte, lokantanın yemek için uygun bir olduğunu mu söylemek mi istiyor, yoksa yemek için insanları kışkırtmak mı, tam olarak amacını da anlamış değilim.
Bu konudaki tartışmaya, burnumuzun dibinde Rusça konuşan 350 milyonluk bir nüfusa rağmen,  İngilizceden başka bir dil bilmediğimizi eleştiren Samsun Valisi İbrahim Şahin de ‘’Bir dil biliyoruz diye hava atıyoruz’’ diyerek katılmış ve Samsunluların Rusça öğrenmeleri gerektiğini söylemiş.
Yabancı dil öğrenmek çok kolay olmasa bile, imkansız da değil.
Yabancı dil bilgim ortaokul ve lisede öğrendiklerimle sınırlıyken, yaklaşık 30 yıl önce açılan bir dil kursuna katılmıştım.
Öğrenme konusunda oldukça mesafe almama rağmen ‘’yabancı dil vefasız sevgili gibidir, ilgilenmezsen seni unutur’’ dendiği gibi, çok fazla üzerine düşmediğim için olsa gerek daha sonra öğrendiklerimin büyük bir bölümünü de unuttum.
Bu arada Vali’nin sanal alemde yaptığımız paylaşımların, yediklerimiz ve içtiklerimiz yerine, şehrimizin güzelliklerini anlatmaya dönük paylaşımlardan oluşması yönündeki tespitine de katıldığımı söylemek isterim.