Bayram Sonrası Beklentim

Bugün günlerden Perşembe.

Bayramdan sonraki ilk gün yani.

Umarım ve dilerim, bu bayram herkes için 'bayram tadında' geçmiştir.

Zor günlerden geçiyoruz zira.

''Ekonomi her kesimden insanı zorluyor'' desem, ne kadar doğru bir laf etmiş olurum onu da bilemedim.

Zira paradan para kazanıyor bazıları.

Mesela adına ''Kur korumalı mevduat hesabı'' denen uygulamayla dövizini bozdurup Türk parasına yatıran bir avuç azınlık, ülkemde paraya para demiyor.

Külli miktarda hem de.

Döviz ne kadar artarsa artsın, dolarını avrosunu bozdurup Tl  üzerinden mevduata yatıranlara fark, hazineden ödeniyor biliyorsunuz.

Dolar artmasın, paramız değerini kaybetmesin yani.

Hepimiz bunu isteriz elbette.

Sayıları bir milyonu bile bulmayan para babalarının da kanımızı emmesini de istemeyiz.

''Para babaları'' derken, üretim yapıp zenginleşenleri kastetmiyorum ki, herkes zengin olabilse keşke.

Almanya'da olduğu gibi kişi başına milli gelirimiz 55 bin dolara ulaşsa mesela.

Ne iyi olurdu değil mi.

Benzin 2 Avro olsa ne yazar o zaman.

Domatesin kilosu 70 liradan satılsın.

Kimin umurunda olur.

Emeklisinden çalışanına, yaşlısından gencine elin yabanı gelecek yine tatil yerlerimize.

Biz gidebilecek miyiz peki, Avrupa üleşkelerinden birine tatile.

İlkadım'dan, Atakum'a gitmeye çekiniyoruz.

Nerede kaldı Avrupa'ya seyahat.

Bak kaynak bulunamadığı iddiasıyla üç yıldır bayram ikramiyesini aynı alıyor emekliler.

Oysa yılbaşından bu yana akaryakıt yüzde 56 oranında artmış.

Mazot olmuş 22 lira.

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın ama Terme pirinci altı alda yüzde 130 zamlanmışken pilavın da tadı kaçtı ya neyse.

Şeker bayramından çıktık.

En ucuz baklama 50, en pahalısı 250 liraydı.

''Lokum - şeker alamayanlar parmak kaldırsın'' diyeceğim ama çekinir de söyleyemez insanlar diye korkuyorum.

Gurbette çoluğu- çocuğu veya yakını olanların kaçı sıla hasreti giderebildi bu bayram.

Bir yakınımın, evine bayram temizliğine gelen kadının anlattıklarını işitince yüreğim burkuldu.

Biri Kütahya'da, biri İzmir'de eğitim gören iki kız evladı varmış kadının.

Bayramda gelmek istemiş çocuklar.

''Gelmeyin kızım param yok'' demiş anne.

Burnunda tütüyor olmalı oysa çocukları.

''Gelmeyin'' demek, o anneye çok acı vermiş olmalı.

Bunu işitince çok üzüldüm ama o annenin hissettiklerini düşünemiyorum.

Yüreği parçalanmıştır muhakkak.

Bu durumda olanlarda var yani onu demek istiyorum.

Sayıları hiç de az değil üstelik.

Bir Milletvekili Kayseri de 200 bin dolayında abonenin elektriklerinin kesildiğini iddia ederken, zengin menülü iftar ve sahur sofralarının görüntüleri paylaşılıyordu sosyal medya da.

Hasan Hüseyin Korkmazgil'in dizelerindeki gibi.

Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe.

Yaprak dökmese hiç bir yanımız keşke.

Ülkem herkes için bahar bahçe olsa keşke.