Başarıyı Taçlandırmak

Hedef HALK Gazetesi, Dünyanın en iyi 50 öğretmesi arasında gösterilen Dilek Livaneli’nin Dubai’de katıldığı eğitim seminerinden dönüşü ile ilgili haberi ‘’Çalıkuşu Dubai’den Döndü’’ manşetiyle duyurmuş.
Dilek Öğretmenin bu büyük başarısı ile ilgili yazdığım kaçıncı yazıdır bilmiyorum ama böylesi başarı öyküleri çoğalsa ve ben hep bir ‘Çalıkuşu’nun hikâyesini yazsam keşke.
Çalıkuşu Feride’nin hikayesini bilir misiniz?
Reşat Nuri Güntekin’in 1922 yılında yazdığı bir romandır Çalıkuşu.
Romanda İstanbul kızı Feride’nin 1908-1918 yılları arasında Anadolu’da bir köy okulundaki yaşamı anlatılır ama roman aslında eğitimden ve bilimden uzaklaşarak bağnazlaşan Osmanlı’nın nasıl yıkıldığına dair ipuçlarını verir.
Osmanlı’nın çöküşündeki en temel unsurun cehalet olduğunu bilen Mustafa Kemal Atatürk "Muallimler; Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, nesiller ister" diye boşuna söylememiş.
Eğitim ve öğretim, çocuklarımıza bir başına alfabeyi ve çarpım tablosunu öğretmekten ibaret değildir.
Vicdanlı olmamızın yanı sıra özgür bireyler olalım istemiş Atatürk.
İyi insan ve dolayısıyla iyi nesil yetiştirmek için temel eğitim ailede başlar elbet ama bir çocuğun yetişirken tekamüle uğraması ancak okullarda olur.
Öğretmen bunun için önemlidir.
Bir rol model olarak Dilek Livaneli iyi bir örnektir.
Daha önce de yazdığım gibi Dilek Öğretmenle hiç tanışmadım.
Ki;
Buna da gerek yok, bir gazeteci olarak onun yaptıklarıyla ve dolayısıyla başarısıyla ilgileniyorum zaten.
Tanıyan tanımayan herkesin ve dahi özellikle de öğretmenlerin bu başarı öyküsünü dilden dile yaymaları gerektiğini düşünüyorum.
O’nun bu büyük başarısını içten içe kıskananlar olduğunu da tahmin ediyorum ama bu nedenle kimseyi de suçlamam, kıskançlık da insani bir duygudur çünkü.
Ama mesleğinin amacı ‘fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiler’ yetiştirmek olduğunu bilen öğretmenlerimizin, nefislerini kıskançlık gibi bir duygudan arındırdıklarına da inanıyorum.
Dilek Livaneli’nin Dubai’den dönüşü, tesadüf müdür bilinmez ama tam da Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümüne denk gelmiş.
Köy Enstitüleri, küllerinden yeniden doğan ‘Anka Kuşu’ misali, yedi düvele karşı verdiği savaştan çıktıktan sonra kurulan Cumhuriyetimizin, genç nesillerini geleceğe hazırlayacak öğretmenleri yetiştirmek için kurulmuştu.
Hepsi idealist insanlardı.
Köy enstitüleri siyasi bir kararla kapatıldı ama oradan öğretmen olarak mezun olanların çoğu görev yaptıkları köylerimizde birer rol modeldi.
Köy çocuklarımızın çoğu bir zamanlar öğretmen olmak istemişlerse nedeni o köy enstitüsü mezunlarıdır.
O dönem kapanalı çok oldu.
Taşımalı sitem gibi uygulamalar nedeniyle birçok köyde okul yok artık.
Köy çocukları için rol modelin, öğretmenden köy imamına doğru evrimle nedeni belki budur.
Çalıkuşu örneklerinin çoğalması dileğiyle sevgili öğretmenimizi bir kez daha kutlarım