Aşı Karşıtlarını Anlayamamak

Covid 19 denen şu beladan er veya geç kurtulacağız elbette ama süreç biraz uzayacak galiba.

Mutasyona uğruyor biliyorsunuz bu virüs.

Özü aynı olmakla birlikte bulaşma biçimi değişiyor.

Mesela son günlerde hızla yayılan Delta Varyantı, mutasyona uğramış virüsün bir çeşidi olarak biliniyor.

Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan cinsinden daha hızlı bulaştığı gibi daha çok öldürücü oluyor.

Başta kendisi de bir hekim olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, neredeyse her gün insanları aşı olmaya çağırıyor.

Yalvarıyor adeta.

Çünkü hala 20 milyon dolayında kişi ilk doz aşısını bile olmamış.

Karım ve ben iki doz sinovac, bir doz da bionteck aşısı olduk.

Üç doz yani.

Bilim insanları, ''Üç doz yetmez, dört doz olmanız gerekir'' derlerse sıramız geldiğinde o dördüncü dozu da oluruz hemen.

87 aşındaki babam da üç doz aşısını oldu.

Oğlum ve gelinim de sırası geldiğinde aşılarını oluyorlar.

Aralarında tanıdığım aşı karşıtları da var.

Neymiş aşı da alüminyum gibi insan sağlığına zararlı birçok madde varmış.

Aşıda virüsü yenebilecek birçok etken madde var vardır elbette ama işin uzmanları, alüminyum gibi zararlı maddelerin olmasının imkansız olduğunu söylüyorlar.

Bilerek, ya da bilmeyerek söyleniyor belki ama tüm bunlar uydurmadır.

Yalan yani.

Virüsten korunmanın tek yolu var o da aşı olmak.

Gazi Devlet Hastanesine önceki hafta bir virüse yakalanmış öğretmen gelmiş.

Hiç aşı olmamış o öğretmen.

Unuttuğu için ya da ihmal ettiği için değil.

Bizatihi karşı olduğu için aşısını vurdurmamış.

Aşı olmadığı gibi, yatırıldığı hastanede tedavi sırasında kullanılacak ilaçları almayı da kabul etmemiş.

Beklenen sonla karşılaşması da kaçınılmaz bir durum olmuş haliyle.

Hayatını kaybetmiş.

Allah rahmet eylesin.

H:HAALK'ta geçen hafta, Bafra'da da aşı olmayı kabul etmeyen bir genç kızımızın öldüğüne dair haber de vardı.

Buna rağmen aşı olmuyor bazıları.

Geçen hafta, yeğenimin iş yerine ziyarete gelen 30-35 yaşlarındaki bir genç adam da aşı olmadığını söylüyordu.

Bir camimizde imam ve hatip olarak görev yapıyormuş.

Diyanet kendisini Almanya'da da görevlendirmiş, bir-iki hafta içinde Almanya'daki görevine gidecekmiş.

Aşı karşıtı olduğundan değil belki ama aşılarını yaptırmadığı için Almanya'ya girmesi zor, hatta imkansız ama aşı karşıtı olduğu için Cuma hutbesinde Diyanet'in bu konudaki fetvasını cemaatine okuyup okumadığını merak ediyorum.

Bu konudaki soruma cevap vermediği için görevini yapıp yapmadığını da bilmiyorum ama inanan birisi olduğunu düşündüğüm için kendisine ''Sende kul hakkı var. Çünkü aşını yaptırmadığın için virüse yakalanma riskin yüksek, yakalanman durumunda cemaatinden birine virüs bulaştırabilirsin. Bunun vebalini nasıl ödersin'' dedim.

Kafası karışıkmış.

Öyle diyor.

''Profesörler öyle diyor'' dedi bir ara.

''Hangi profesör, aşının zararlı olduğunu söylüyor?'' diye sorduğumda, bazı diyetisyenlerden aşının zararlı olduğuna dair bildirimleri okuduğunu anladım..

Bilim inanlarının söyledikleri gibi ben de ''Enfeksiyon hastalıkları gibi işin uzmanları ne diyor, asıl sen onları dinle'' dedim.

Samsun'daki hastanelerin yoğun bakımlarında tedavi olanların tamamına yakınının aşısız olduğunu biliyorum.

Aşılananlar entübe olmuyorlar.

Aşı olmalarına rağmen yakalananlar da var elbette ama virüsün neden olduğu durumu nezle- grip gibi hafif atlatıyorlar.

Sayıları çok az olsa da, aşı olmalarına rağmen virüsü ağır geçirenler de oluyor elbette ama bunlar ya, aşıdan sonra antikor oluşması için gerekli süreyi tamamlamadan yakalananlardan, ya da başka kronik hastalıkları olması nedeniyle süreci zor atlatıyorlar.

Demem o ki;

Aşı bizi koruyor.

Covid'den kurtulmamızın tek çaresi aşı olmaktır.

Bunu unutmayalım.

Ayrıca aşı olsak bile TEMİZLİK-MASKE-MESAFE gibi üç temel kurala uymayı da bırakmayalım.